İstiyorum ama bence bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | اريد ذلك لكن لا أعتقد بأنه يجب أن نفعل ذلك |
İstiyorum ama bence bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | اريد ذلك لكن لا أعتقد بأنه يجب أن نفعل ذلك |
Bana kendi kızıymışım gibi davrandı. Belki bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | إنه يعاملنى كأننى إبنته ربما يجب علينا أن لا نفعل ذلك |
Hayır, bu şekilde yapmamalıyız. | Open Subtitles | نعم، لا ينبغي لنا أن نفعل ذلك من هذا القبيل. |
Bence mahkeme kararı gelene kadar hiçbir şey yapmamalıyız. | Open Subtitles | أنا أعتقد أننا لا ينبغي أن نفعل أي شيء حتى نحصل على حكم المحكمة |
—Bilmiyorum. Belki de bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | الآن أنا أفكر, ربّما لا ينبغي علينا أن نفعل ذلك |
Binada kol gezen bir FBI ajanı varken yapmamalıyız bunu. | Open Subtitles | ليس علينا فعل هذا بوجود عميلة فيدرالية طليقة في المبنى |
-Ama bunu yapmamalıyız. -Biliyorum. İşte bu, bu yüzden eğlenceli. | Open Subtitles | ولكن لم يجب ان نفعل ولكن هذا ما يجعل الأمر مضحك |
Bir avukat olmadan bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | ويجب ألاّ نفعل هذا بدون وجود محامي |
Düzeni bozacak hiçbirşey yapmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب علينا أن نفعل شيئاً من شأنه الخروج عن النظام لا يا سيّدي. |
Bir şey yapmamalıyız. Birkaç gün gözlem altında tutalım yeter. | Open Subtitles | يجب ألا نفعل شيئاً فقط ضعوه تحت الملاحظة يومان |
Hayır, yatak istirahatı sırasında seksle ilgili şeyler yapmamalıyız. | Open Subtitles | كلا، لا يفترض بنا القيام بأيّ أمور جنسية بينما هيّ طريحة الفراش |
- Hayır, bunu yapmamalıyız. - Şu anda mükemmel centilmenliği yapamazsın. | Open Subtitles | لا يجب أن نفعل هذا - لا يمكنك أن تتقمص دور اللبق الآن - |
"O benim içimdeyken bunu yapmamalıyız." | Open Subtitles | لا يجب أن نفعل هذا ليس و هي بداخلي |
Hayır. Bence hiçbir şey yapmamalıyız. | Open Subtitles | كلا، لا أظن ذلك يجب أن نفعل شيئاً |
Bunun ne olduğun bilmiyorum. Belki de bunu yapmamalıyız ve şeyi aramalıyız... | Open Subtitles | لا أدري بشأن هذا الأمر ربما علينا أن لا نفعل ذلك ونتصل... |
Biliyorsun, aslında bunu hiç yapmamalıyız. | Open Subtitles | تعلم، لا ينبغي لنا أن نفعل ذلك على الإطلاق. |
Bunu kesinlikle yapmamalıyız.. | Open Subtitles | بالتأكيد لا ينبغي أن نفعل ذلك |
Belki beraber gitmek gibi bir plan yapmamalıyız. | Open Subtitles | ربما لا ينبغي علينا التخطيط كأننا سنواصل المضي سويةً |
Hayır, yapmamalıyız. Sen heteroseksüelsin. | Open Subtitles | لا, ليس علينا فعل ذلك أنت رجل مستقيم |
Harika ve heyecan doluydu ama artık bir daha yapmamalıyız. | Open Subtitles | لقد كان مثيراً ولكن لا يجب ان نفعل هذا مرة اخرى |
Bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | علينا ألاّ نفعل هذا |
Bunu yapmamalıyız! Kuralları çiğniyoruz! | Open Subtitles | لا يجب علينا أن نفعل هذا هذا ضد القانون |
Partner olarak bunları yapmamalıyız. | Open Subtitles | يجب ألا نفعل هذا العمل كشركاء. |
Hayır, yatak istirahatı sırasında seksle ilgili şeyler yapmamalıyız. | Open Subtitles | كلا، لا يفترض بنا القيام بأيّ أمور جنسية بينما هيّ طريحة الفراش |
Bence bunu yapmamalıyız. Bilmeyi istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ هذا. |
Bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | نحن لا يجب أن نعمل هذا |
- Hayır, hayır, Morgan. Dinle. Bir daha düşündüm de, bence bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | اسمع، للحظة فكرت أنه لا يجب علينا فعل هذا |
Bunları yapmamalıyız diye söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأنّه لا يجدر بنا القيام بها |