Ya doktorların yaptığı şeyler işe yaradı ve kanserden kurtuldu ya da tam tersi. | Open Subtitles | إما أن يكون كل ما قام به الأطباء قد نجح وتم شفائه من السرطان أو لم يفعل. |
Dustin ve Alfie o gün yaptığı şeyler korkunç. | Open Subtitles | ما قام به (داستن) و (الفي) ذلك اليوم كان مرعباً |
"Bob Durst'ün sonrasında cesetle yaptığı şeyler. | Open Subtitles | فكرة أنه" ما قام به (درست) من تقطيعه لجسد.. |
Ya da belki, yaptığı şeyler yüzünden birisi intikam almak istedi. | Open Subtitles | وبعدها علق في البحر أو ربما أراد أحدهم الانتقام لتلك الأشياء التي قام بها |
Yani yaptığı şeyler... | Open Subtitles | أقصد, الأشياء التي قام بها |
Hepimizi kurtardı. Orada veya burada yaptığı şeyler suç işlediği gerçeğini değiştirmiyor, Luce. | Open Subtitles | ما قام به تابع لجرائمه |