Çünkü bana bu boktan şeyi yaptı ve ben... | Open Subtitles | لأنه قام بفعل غبي تجاهي ولم يعتذر |
Beth, seni beklese bile o bunu yaptı ve yakalanmanın korkusu bir bulut gibi nereye giderseniz gidin sizin üzerinizde olacaktır. | Open Subtitles | بيث)، حتى لو قام بانتظاركِ) لقد قام بفعل ذلك ، والخوف من أن يتم القبض عليه سيفسد عليكم متعة كلّ لحظة |
Hastane, Christopher'ın kan testlerini bu akşam yaptı ve rifampisin derecesi yaklaşık 10 saat önce bir doz aldığını gösteriyordu. | Open Subtitles | حسناً , المستشفى قامت بعمل فحص لدم كريستوفر الليلة ومستوى الريفامبين يقول انة اخذ جرعة قبل حوالى عشر ساعات مضت |
Yargıç Forer kendisinde isteneni yaptı ve sonra yargıçlığı bıraktı. | TED | لقد قامت القاضية فورير بما يتوجب عليها القيام به .. ومن ثم قدمت استقالتها |
Gördüğün her şeyi onlar yaptı ve şu an olduğumuz ve yaptığımız şeylerden sorumlular. | Open Subtitles | لقد شيدوا كل ما تراه، ومسؤولون عنا جميعاً وعما نفعله. |
- Ellen... Bütün işi o yaptı ve sen hiç bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لقد صممت قالب حلوى بأكمله، وأنت لم تفعل أي شيء |
Ve sonra, tabi ki, NASA ayrıca büyük bir duyuru yaptı ve Başkan Clinton Mars gezegeni'nin bu inanılmaz keşfi hakkında bir basın toplantısı düzenledi, | TED | ومن ثم ,بالطبع وكالة ناسا كان لها ايضاً إعلان كبير وقام الرئيس كلينتون بعمل مؤتمر صحفي حول هذا الاكتشاف المُدهش حول الحياة في نيزك مريخي |
Aptalca bir şey yaptı ve ona hemen pahalı bir avukat tutmazsak, ayvayı yeriz. | Open Subtitles | - قام بفعل غبي - ولو لم نحصل له على محام باهظ الثمن فوراً |
Jack'i kandırmak için el altından bir şeyler yaptı ve bu geri mi tepti? | Open Subtitles | هل قام بفعل شئ ما من هراء ما تحت الطاولة ليخادع (جاك) وانعكس الأمر؟ |
Bu yüzden refah sistemi hakkında bir film yaptı ve çok büyük bir etki yarattı. | TED | قامت بانتاج فلم عن نظام الرعاية الصحية وكان له أثرٌ بالغٌ جداً |
Bölgede başarılı keçi teslimatları yaptı ve ünlü bir keçi doktoru oldu. | TED | قامت بنجاح في توليد الماعز في المنطقة، وأصبحت طبيبة ماعز شهيرة. |
Bunu icat eden şirket birçok çalışma yaptı ve FDA'nın onayına sundu. | TED | الشركة التي اخترعته قامت بدراسات كثيرة، وأحالته إلى إدارة الغذاء والدواء. |
Benim tatlı kızım, bugün bütün ev işlerini yaptı ve Ali de ona yardım etti. | Open Subtitles | اليوم، فتاتي الصغيرة قامت بكل العمل وعلي ساعدها |
Gördüğün her şeyi onlar yaptı ve şu an olduğumuz ve yaptığımız şeylerden sorumlular. | Open Subtitles | لقد شيدوا كل ما تراه، ومسؤولون عنا جميعاً وعما نفعله. |
Bütün işi o yaptı ve sen hiç bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لقد صممت قالب حلوى بأكمله، وأنت لم تفعل أي شيء -كفى (إلين). |
Bunu yaptı ve Internet Explorer sayfa değiştirdi. | TED | لقد فعل ذلك، وقام مستكشف الإنترنت بتغيير الصفحة. |
ve Campbell Çorbaları'nın mutfağı ile bir araya geldi, ve 45 çeşit spagetti sosu yaptı. Ve onları bir domates sosunun | TED | ثم إستغرقه العمل داخل مطبخ شركة كامبل , وقام بصناعة 45 تركيبة مختلفة من صلصة الإسباجيتي. |