yaptıkları şeyin cezasını çekmeleri için gücüm yettiğince her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | وسأقوم بكلّ ما في إستطاعتي للتأكّد أن يدفعوا ثمن ما فعلوه. |
Böyle bir zamanda yaptıkları şeyin gerekli olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | . فى هذا اليوم و العصر انا اعتقد ان ما فعلوه كان ضروريا |
O zaman yukarı çıkacağım ve yönetimi, yaptıkları şeyin ahlakdışı olduğuna ikna edeceğim. | Open Subtitles | إذاً سأذهب للأعلى وأُقنع الإدارة أن ما يفعلونه غير أخلاقي |
..onların yaptıkları şeyin kötü olduğunu sandım diye ölmüşler | Open Subtitles | ماتو جميعا لانهم كانو يشعرون بالسوء حيال ما يفعلونه |
Ama merkezde yaptıkları şeyin bilimle alakası yok. Demek istediğim... | Open Subtitles | ولكن ما يفعلوه بالمركز ليس له علاقه بالعلم , اقصد |
Ama merkezde yaptıkları şeyin bilimle alakası yok. Demek istediğim... | Open Subtitles | ولكن ما يفعلوه بالمركز ليس له علاقه بالعلم , اقصد |
Hiç kimse, yaptıkları şeyin karmaşık olduğunu söyleyemezdi. | Open Subtitles | لا يمكن لأحد أن يقول بأن ما كانوا يفعلونه كان معقداً |
Bunu yapanların istedikleri, yaptıkları şeyin işe yaradığından emin olmaktı. | Open Subtitles | أياً يكن من فعل هذا، فقد أراد التأكد أن ما فعلوه بها يعمل. |
Sana yemin ediyorum, anne, bugün yaptıkları şeyin bedelini ödeyecekler. | Open Subtitles | .. أقسم لكِ يا أمي أنهم سيدفعون ثمن ما فعلوه اليوم |
yaptıkları şeyin terörizm olduğunu düşünebilirsen tabii. | Open Subtitles | إن كان يمكنك اعتبار ما فعلوه إرهابًا. |
İkinci Jirganın sonunda, hakimin emriyle ilk jirga hükümsüz kılındı. ve 2.500 dolar olan borç karşılanmış olarak kabul edildi. Ve hepimiz, yaptıkları şeyin yasal olmadığını, bunu tekrar yapmaları halinde hapse gireceklerini kabul ettikleri bir yazılı emri imzaladık. | TED | و في نهاية مجلس الجيرغا هذا، كان الأمر من القاضي بمحو القرار الأول، و أنه تم القبول برد مبلغ الـ 2,500 دولار، و قمنا جميعاً بتوقيع أمر مكتوب حيث اعترف جميع الرجال بأن ما فعلوه لم يكن شرعياً، و بأنهم إن فعلوا ذلك مرة أخرى، سيذهبون إلى السجن. |
Bu insanlara yaptıkları şeyin şakaya gelir yanı yoktu. | Open Subtitles | ما فعلوه لهؤلاء ليس مزحة |
O kadar bağlanmadılar. yaptıkları şeyin öneminin farkında değiller. | Open Subtitles | لم يدركوا أهمية ما يفعلونه الآن |
Ama asıl yaptıkları şeyin bir tsunami bombası geliştirdikleri olduğu konusunda söylentiler var. | Open Subtitles | لكن كانت هُناك شائعات تٌفيد بأن هذا مُجرد غطاء (وأن ما يفعلونه حقاً هو تطوير قنبلة (تسونامي |
Burada yaptıkları şeyin akıllıca olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يفعلونه هنا ذكي |
Prof. Robert Manne La Trobe Üniv., Melbourne yaptıkları şeyin özünde olduğunu düşünüyorlardı. | Open Subtitles | {\pos(120,210)}{\fad(500,000)}{\3cHFFFFFF} الأستاذ "روبرت ميَن" (جامعة "لا تروب"، (ميلبورن {\pos(300,250)} هذا هو صميم ما كانوا يفعلونه. |