Yaptım bile. Sadece gidip onunla konuşmadan önce Mark'ın annesine biraz zaman | Open Subtitles | لقد فعلت للتو, وأريد أن أعطيهم فرصة لإخبار والدته |
- Evet, aslında Yaptım bile. - Bunu yapabilir mi? | Open Subtitles | .أجل , في الواقع , لقد فعلت للتو هل يمكنها فعل ذلك ؟ |
Yaptım bile, tamam mı? | Open Subtitles | لقد فعلت للتو ، حسنا؟ |
Makineyi özgür kılmak istediğini söylemiştin. Ben bunu Yaptım bile. | Open Subtitles | قلتِ أنّكِ أردتِ تحرير الآلة، لقد فعلتُ ذلك بالفعل. |
- Artık çok geç, Yaptım bile. | Open Subtitles | تأخر الوقت لقد فعلتُ ذلكَ وأنتهيت |
Ben keşif Yaptım bile. Kanalın derinliği burada 1 metre. | Open Subtitles | لقد قمت بذلك بالفعل , هناك تلك البالوعة ليست بعمق ثلاثة أقدام |
Ben keşif Yaptım bile. Kanalın derinliği burada 1 metre. | Open Subtitles | لقد قمت بذلك بالفعل , هناك تلك البالوعة ليست بعمق ثلاثة أقدام |
Yaptım bile. | Open Subtitles | لقد فعلت للتو |
- Yaptım bile. - Ben-- | Open Subtitles | لقد فعلت للتو |
Yaptım bile. | Open Subtitles | لقد فعلت للتو |
- Yaptım bile. | Open Subtitles | .لقد فعلت للتو |
Yaptım bile. | Open Subtitles | لقد فعلت للتو |
Yaptım bile! | Open Subtitles | لقد فعلتُ للتو! |
Yaptım bile. Malloy! | Open Subtitles | لقد فعلتُ هذا لتوّي (مالوي)! |
Yaptım bile. | Open Subtitles | لقد فعلتُ. |
- Sıvı vermeliyiz. - Yaptım bile. | Open Subtitles | يجب أن نجهز لها السوائل - قمت بذلك بالفعل - |