Kardeşime her şeyimi veririm! Monopoly'de yarış arabası piyonunu seçebilir! | Open Subtitles | سأعطي أخي كل شيء أملكه سأجعله يكون سيارة السباق في لعبة المنبولي |
- Araba bana göz kırptı. - Sana bir yarış arabası göz kırptı. | Open Subtitles | السيارة غمزتني سيارة السباق غمزتك |
Zamanımızın çoğunu senden ve yarış arabası galerisi hayalinden bahsederek geçirdik. | Open Subtitles | لقد قضينا معظم الوقت في التحدث عنك وعن مشاريعه لإعداد ورشة لإصلاح سيارات السباق |
Arabayı kullanabilmem için firmadan bir kişiyi bana eşlik etmesi üzerine gönderdiler. Profesyonel bir yarış arabası pilotu. Los Angeles'ın dışında kanyonların etrafında gezdik. oradan Pasifik Kıyısına yakın otobanda gezdik. | TED | لقد قدت هذه السيارة برفقة مرشد من الشركة سائق سيارات سباق محترف وقدنا حول الوديان في لوس أنجلوس وعلى طريق ساحل المحيط الهادىء السريع |
Doc'un gerçekten bir yarış arabası olduğunu zannediyor! | Open Subtitles | إنه فى الحقيقة إعتقد بأن الطبيب متسابق شهير |
yarış arabası, hayatım. | Open Subtitles | سباق سيارات , عزيزتى |
Fakat asla yarış arabası kullanamayacak. | Open Subtitles | ـ انه سيتعدى أمر المشفى لكنهُ لن يخوض سباق السيارات مجدداً |
Sütçü yarış arabası geliyor. | Open Subtitles | هاهي سيارة السباق المصنوعة من الحليب |
yarış arabası demek zorundaydın. | Open Subtitles | كان يجب عليكِ لعب سيارة السباق. |
yarış arabası sürücüsünün olduğu kısım gibi. | Open Subtitles | والقصة الفرعية مع سائق سيارة السباق. |
Bayanlar ve baylar, dünyanın yaşayan en büyük yarış arabası sürücüsünün Havana'daki ilk Grand Prix için burada olmasından onur duyuyoruz. | Open Subtitles | سيداتى وسادتى نتشرف الليلة أن يكون معنا سائق سيارات السباق الحى الأعظم فى العالم |
Biliyorsunuz, babası yarış arabası tasarlıyor. | Open Subtitles | حسناً، كما تعرفين، أبوه مصمم سيارات السباق. |
yarış arabası yapmaktan bahsetmiyorlarmış... çünkü yarışlarda kurallar var. | Open Subtitles | لَم يكُن حديثهم عن تصنيع سيارة سباق لأنّه في عالَم سيارات السباق |
Bir yarış arabası seti istiyorum. | Open Subtitles | أريد مجموعة سيارات سباق. |
Hepsi de yarış arabası sürüyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يسوقوا سيارات سباق |
Cardiff olarak fahiş fiyat etiketi olan fiyakalı bir yarış arabası yapmış gibisiniz. | Open Subtitles | يبدو أنكم في ( كارديف) تعتقدون انكم صنعتم سيارات سباق فاخرة تستحق الاموال المنفوقة عليها |
Aman Tanrım! Doc'un ünlü bir yarış arabası olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | يا إلهى أتعلمون أن الطبيب متسابق شهير؟ |
Ünlü bir yarış arabası mısın? | Open Subtitles | أنت متسابق مشهور؟ |
Ephraim'in Amerika'ya gelme amacı bir yarış arabası şoförü olmaktı. | Open Subtitles | (إيفرام) أتى إلى امريكا... لكى يصبح سائق سباق سيارات... |
Ephraim'in Amerika'ya gelme amacı bir yarış arabası şoförü olmaktı. | Open Subtitles | (إيفرام) أتى إلى امريكا... لكى يصبح سائق سباق سيارات... |
Bezbol, boks, yarış arabası pilotluğu. | Open Subtitles | . أعني، لعبة البيسبول، المصارعة، سباق السيارات. |
Eskiden, bir yarış arabası sahibi, ekip şefi ve sürücü koçuydum. Aslında her ne kadar beklediğiniz seviyede olmasa da. | TED | لقد كنت مالكا لسيارة سباق في الماضي، رئيس طاقم ومدرب لقيادة السيارات، ولكن ربما على مستوى أقل من ما تتوقعونه حالياً. |
yarış arabası bu. Yasak. Başımda bir polis raporu eksikti. | Open Subtitles | هذه سيارة سباق غير قانونية كل ما أحتاجه تقرير شرطة |
- yarış arabası. | Open Subtitles | انها سياره سباق ونحن نفوز بها |