Çocuğu bırakabilecek gücü, ancak yarım saatlik yürüyüş sonunda bulabildi. | Open Subtitles | ظل يسير لمدة نصف ساعة قبل أن يقرر إنزال الفتى |
Bir dakika içerisinde etkisini gösterecek ve yarım saatlik bir yolculuğa çıkacak. | Open Subtitles | سيصبح ساري المفعول خلال دقيقة و سوف تغيب عن الوعي لمدة نصف ساعة. |
Evet, sorun değil. Bunu yarım saatlik kimseye gönderme, Sharon. | Open Subtitles | حسناً، لا ترسلي أي أحد خلال نصف الساعة القادم، (شارون) |
Ooh, yarım saatlik mesafede bir kayak oteli var. | Open Subtitles | -لديهم منتجع تزلّج, على بعد نصف ساعة بالسيّارة . |
Chelsea Kütüphanesi'ne en az yarım saatlik yol var. | Open Subtitles | نحن نبعد نصف ساعة على الأقل عن مكتبة تشيلسي |
Bugünden başlayarak, haftada bir kez, sizlere TV'de yarım saatlik eğitim filmleri izleteceğiz. | Open Subtitles | ابتداءاً من اليوم، و مرة واحدة في الأسبوع سنعرض عليكُم شريط فيديو تعليمي لمدة نصف ساعة من وقت التلفاز. |
Los Angeles'a yarım saatlik yolum kaldı. | Open Subtitles | أنا على بعد حوالى النصف ساعة من لوس أنجلوس |
Onunla ağırdan oynayacak kadar var, yaklaşık yarım saatlik falan. | Open Subtitles | حسناً , أخّرت بما يكفي اللعبه ربما لمدة نصف ساعة أو نحو ذلك |
Sadece yarım saatlik film çekip hemen gideceğiz. | Open Subtitles | سنصور لمدة نصف ساعة فحسب. سنكون خارج منطقتك. |
Evet, kızlardan oluşan yarım saatlik gösterinin... | Open Subtitles | في ليلة تخصص فيها فقرة لمدة نصف ساعة لفريق غنائي نسائي |
Yani yarım saatlik bir zaman dilimi içinde ölmüş olabilir diyorsunuz ama 20.18 ile 21.07 arasında da ölmüş olabilir değil mi? | Open Subtitles | اذاً انت اعطيتنا مجال مفتوح لمدة نصف ساعة لوقت الموت لكن يمكن ان تكون قد ماتت |
Los Angeles'a yarım saatlik yolum kaldı. | Open Subtitles | (أنا على بعد نصف الساعة من (لوس أنجلوس |
Elbette. Trento yarım saatlik uzaklıkta. | Open Subtitles | طبعًا، (ترينتو) على بعد نصف ساعة بالسيّارة. |
Birazdan şimdiye kadar ki en kötü yarım saatlik... televizyon şovunu izlemek üzeresin. | Open Subtitles | أنتم على وشك رؤية أسوء نصف ساعة على الإطلاق على التلفاز |
yarım saatlik telefon görüşmesi, bir halta yaramadı. | Open Subtitles | نصف ساعة على الهاتف، ولا مجيب -لن يقوم الموقع بإزالة الصورة |
O zamandan beri, yarım saatlik bölümler halinde... bir sürü film izledik. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين, كان هناك مقاطع نصف ساعة من الأفلام المختلفة |
Eşim benden habersiz yarım saatlik bir bölümünü izlemiş ve.. | Open Subtitles | ـ ومن دون علمي ، شاهدت زوجتي نصف ساعة من أحد الأشرطة ـ و .. |
yarım saatlik artistik gösterimi yapamam ama bana üç gömlek büyük gelirdi zaten. | Open Subtitles | لن أقدر على تقديم برنامجي الفنّيّ ذي النصف ساعة لكنّه كان كثيراً عليّ بأيّ حال |
yarım saatlik komedi, tek yolu bu. | Open Subtitles | كوميديا النصف ساعة هذا هو الإختيار السليم |