Oğlun hakkında söylediklerin ona tek bir kişinin bile fark yaratabileceğini gösterecek olman beni etkiledi. | Open Subtitles | بشان أن تريه بأن يمكن لرجل واحد إحداث فارق.. تلك الكلمات آثرت فيّ |
Ve bir grup insanın büyük farklar yaratabileceğini kanıtladılar. | Open Subtitles | ليثبت أن مجموعة من القلة ، تستطيع إحداث تغيير كبير |
Dünya da fark yaratabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ بإمكانه إحداث فرق حقيقي في العالم. |
Rio Bravo'yla ilgili bir şey olmasının problem yaratabileceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنت سألت لو كان هُناك أيّ شيءٍ في عملي مع (ريو برافو) قد يكون مُعضلة. |
Rio Bravo'yla ilgili bir şey olmasının problem yaratabileceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنت سألت لو كان هُناك أيّ شيءٍ في عملي مع (ريو برافو) قد يكون مُعضلة. |
Sadece, bu yeni işinle bir fark yaratabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد في هذه الوظيفة، يمكنك إحداث فرق |