Bu yüzden çalışıyoruz-- hastalara yardım edebilmek için yeterince bilgili olmalıyız. | Open Subtitles | لهذا نحن ندرس بما فيه الكفاية لمساعدة المرضى |
Ve artık insanlara yardım edebilmek için daha fazla zamanım var | Open Subtitles | . و أنا لدى وقت و مصادر أكثر لمساعدة الناس فى الخدمات الأجتماعية |
Bak, o bunu kendisi gibi çocuklara yardım edebilmek için bir şans olarak görüyor, burada güvende olduklarını hissetmelerine yardım ediyor. | Open Subtitles | رأت أن هنالك فرصه لمساعدة الشبان مثلها أن تتأكد بأنهم في مأمن هنا |
Size yardım edebilmek için elimden gelen herşeyi yaptım, lütfen. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شىء يمكننى فعله لمساعدتكِ. أرجوكِ |
Onlara, bebekleri olunca yardım edebilmek için bu satışla seni daha iyi bir duruma götürecek. | Open Subtitles | فستكوني في أفضل موقف لمساعدتهم في الطفل ، إذا قمتِ بالبيعة |
Sığ ve anlamsız jestlerle dolu bu dünyada birine sahiden yardım edebilmek için bir fırsatmış gibi geliyor bana bu. | Open Subtitles | لا، أعتقد وحسب، في عالمِ ضحل ،ذي إيماءات عديمة المعنى كانت تلك فرصتي لمساعدة شخصٍ ما |
Ve Avatar'a yardım edebilmek için bu hava gemisine el koymam gerekiyor. | Open Subtitles | وأنا أريد قائد هذه الطائرة لمساعدة الأفاتار |
Buraya gelen insanlara yardım edebilmek için... gücümüzü korumalıyız. | Open Subtitles | لمساعدة الناس الذين يأتون إلى هنا يجب أن نحافظ على قوتنا |
Ben bir dostuma yardım edebilmek için cebimdeki son kuruşumu bile veririm. | Open Subtitles | وأنا مستعدة لبذل آخر ذرة من قوتي، أو آخر فلس لدي لمساعدة صديق. |
- Polise yardım edebilmek için herşeyi yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بأن نفعل كل شئ لمساعدة الشرطة. |
Vay be, ailene yardım edebilmek için güç arayışı işlerinde ara verebildin. | Open Subtitles | حسنٌ، هجرت مسعاك للقوّة لمساعدة أسرتك |
İnsanlara yardım edebilmek için ünlü olmak istedi. | Open Subtitles | هو اراد ان يكون مشهورا لمساعدة الناس |
Kendine yardım edebilmek için tek bir şansın var | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لمساعدة نفسك هنا |
Kyle'a yardım edebilmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سنظل نفعل ما بوسعنا من جهد لمساعدة (كايل). |
arkadaşına yardım edebilmek için, oğlumu mu buraya getirdin! | Open Subtitles | لمساعدة صديقك, اتيت بابني هنا |
Arayıcı'ya yardım edebilmek için ne gerekiyorsa yaparım fakat Aidan olmadan hiçbir yere gidemem. | Open Subtitles | أودّ ان أففعل أيّ شيء لمساعدة الباحث ولكننيّ لا يُمكنني الذهاب إلى أيّ مكان من دون (آيدن) |
O zaman bir dahaki sefere sana yardım edebilmek için yolumu değiştirmeme neden olma ve acil yol yardım servisini ara. | Open Subtitles | المره القادمه أتصلي بالورشه. بدلا من تركي أقود كل تلك المسافه الى هنا لمساعدتكِ |
Sadece sana yardım edebilmek için Bütün bir gününü yabancı bir Elçiliğe gitmek için harcayan biri. | Open Subtitles | التي أخذت يوماً كاملاً للذهاب إلى سفارة أجنبيّة لمساعدتكِ فحسب. |
İnsanlar, içeriden yardım edebilmek için hayatlarını feda etti. | Open Subtitles | هناك أناس ضحوا بحياتهم فقط ليحصلوا على فرصه لمساعدتهم في الدخول |
Onlara yardım edebilmek için oraya gitmeliyiz. | Open Subtitles | علينا العبور لمساعدتهم |