Bunu duyduğuma memnun oldum, Frito, ama seni buraya bana yardım etmen için getirdim. | Open Subtitles | انا مسرور انك سعيد لوجودك هنا لكني احضرتك لتساعدني |
Eğer beklediğin buysa, bana yardım etmen için yalvarmayacağım. | Open Subtitles | لن أتوسل إليك لتساعدني إن كان هذا ما تريد. |
Gitmeden önce bana yardım etmen için bunu yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | انا اطلب منك قبل ان تذهب ان تستخدمه لتساعدني |
Bu da demektir ki, bu şeyi durdurmama yardım etmen için 15 dakikamız var. | Open Subtitles | هذا يعني أنَّ أمامنا ربع ساعة لكي تساعدني على إيقاف هذا الشيء |
Bana yardım etmen için ne yapabilirim? | Open Subtitles | أسف، ماذا يمكنني أن افعل لأجعلك تساعدينني ؟ |
Bak, Micheal seni ona yardım etmen için zorladı. İlacı yayan o'ydu. | Open Subtitles | أنظر, مايكل أجبرَك لمُسَاعَدَته وهو الوحيد المسؤل عن نشر المخدر |
Bemimle dalga mı geçiyorsun, Haley? ! Seni bana yardım etmen için çağırdım! | Open Subtitles | أتمازحيني(هيلي)لقد لقد دعوتك إلى هنا لمساعدتي |
Anlamı, bu çocuğu bulabilmeme yardım etmen için kaderin bizi bir araya getirdiği. | Open Subtitles | هذا يعني بأن قدرنا أن نلتقي لتساعدني في إيجاد ذلك الفتى |
Bana yardım etmen için sana tüm fırsatları verdim, ama sen reddettin. | Open Subtitles | لقد أعطيتك كل فرصة لتساعدني , لكنك رفضت |
Buraya, eve dönebilmeme yardım etmen için geldim. | Open Subtitles | أتيتُ لتساعدني في العودة إلى دياري. |
Bunu çözmeme yardım etmen için seni işe aldım. Al. | Open Subtitles | وظّفتُك لتساعدني بمعرفة ذلك |
Seni bunu çözmeme yardım etmen için işe aldım. | Open Subtitles | وظّفتُك لتساعدني بمعرفة ذلك |
Bana yardım etmen için sana güvenmiş olmam gibi yani. | Open Subtitles | وكأنني سأثق بك لتساعدني |
Bana yardım etmen için seni buraya getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرتُك هنا لتساعدني. |
Bu da demektir ki, bu şeyi durdurmama yardım etmen için 15 dakikamız var. | Open Subtitles | هذا يعني أنَّ أمامنا ربع ساعة لكي تساعدني على إيقاف هذا الشيء |
İki cesedi ortadan kaldırmaya yardım etmen için. | Open Subtitles | لمُسَاعَدَته يُطهّرُ حادثتي قتله. |