Talimatlar, yerli halkla dost olmayı yasaklıyor. | Open Subtitles | التعليمات تمنع التآخي مع السكان المحليين. |
Ayrıca, kıyafet yönetmeliği kotları kesinlikle yasaklıyor.. | Open Subtitles | وكذلك قاعدة الملابس تمنع الجينز الأزرق بشدة |
Brigham Young'la olan anlaşmam Çinli işçilerin çalışmasını yasaklıyor. | Open Subtitles | إتفاقي مع مع بريغهام يونغ يمنع العمالة الصينية |
Aslına bakarsan, kendi tasarımı sunmak isterim-- Pawnee Temiz Su Tasarısı, bu tasarı su rezervimize bir şey eklenmesini sonsuza dek yasaklıyor. | Open Subtitles | حسنا بالمناسبة , اود ان اقترح مشروعي الخاص , مشروع مياه بوني والذي يمنع اضافة اي شيء |
Ne yazık ki şirket politikamız, üyelerimiz hakkında konuşmamızı yasaklıyor. | Open Subtitles | سياستنا تمنعني من التحدث حول احد اعظائنا |
Malesef, yürek yakan şehir konseyimiz bahçemizde cephane kullanmamızı yasaklıyor. | Open Subtitles | .. للأسف، مجلس مدينتنا ذو القلب الدامي يحرّم علينا استخدام ذخيرة حيّة في باحاتنا الخلفية |
Bu yasa ahlak karşıtı eylemler için kadınların eyaletler arası taşınmasını yasaklıyor. | Open Subtitles | إنه يحظر نقل الإناث بين الولايات من أجل أغراض غير أخلاقية. |
Dinim yasaklıyor. | Open Subtitles | ديانتي تحرمه |
Devlet bu tür şeyler yapmamızı yasaklıyor Peggy. | Open Subtitles | الحكومة منعتنا (من عمل أشياءٍ كهذه ، (بيغي |
Ne yazık ki şirket politikamız, üyelerimiz hakkında konuşmamızı yasaklıyor. | Open Subtitles | أنا أخشى أن سياستنا تمنع الإخبار بصلات قرابتنا |
Ne yazık ki, politikamız bu tür uyuşturucuları yeni hastalara vermeyi yasaklıyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ، سياستنا تمنع وصف المواد المخدرة للمرضى الجدد |
Birleşik Devletler iç güvenlik yasaları film yapımcılarının hedeflerine nasıl ulaştıklarını açıklamalarını yasaklıyor. | Open Subtitles | تمنع قوانين الأمن الداخلي للولايات المتحدة الأمريكية منتجو الأفلام من كشف كيف وصلوا إلى إتجاههم |
Laboratuvar, donör ile kişisel bir ilişkiyi kesinlikle yasaklıyor. | Open Subtitles | يمنع المختبر منعاً تاماً إقامة علاقة شخصية مع متبرع. |
Aksine, federal fon kabul eden eğitim programları bünyesinde, cinsel şiddet ve taciz de dâhil cinsiyet ayrımının tüm biçimlerini yasaklıyor. | TED | بل يمنع جميع أشكال التمييز الجنسي، بما في ذلك العنف والتحرش الجنسيين داخل نطاق البرامج التعليمية التي تتلقى تمويلًا حكوميًّا. |
Genç adam, okul kıyafet yönetmeliği Çingene kökenli değilsen küpe takınmayı belirgin bir şekilde yasaklıyor. | Open Subtitles | يافتى،إنقانونالمدرسةللأزياء... يمنع بشدة إرتداء الأقراط ... إلا إذا كنت من الغجر |
Ne yazık ki şirket politikamız, üyelerimiz hakkında konuşmamızı yasaklıyor. | Open Subtitles | سياستنا تمنعني من التحدث حول احد اعظائنا |
...şu an için Atlantis'e gezegen dışı ziyaretlere izin vermemi yasaklıyor. | Open Subtitles | تمنعني من السماح لأي زائر من خارج المدينة بالحضور في هذا الوقت |
Yönetmelik teslimler hakkında bilgi vermemi yasaklıyor. | Open Subtitles | قوانين المدينة تمنعني عن التحدث عن التوصيلات |
Söyledim ya, o bir sokak süpürgesi, siyahi ve Müslüman inancı fotoğraf çektirmeyi yasaklıyor. | Open Subtitles | قلت لك، إنه منظف طرق ...أسود والدين الإسلامي يحرّم التقاط الصور |
Kitap eşcinsel evlilikleri yasaklıyor. Hangi kitap? | Open Subtitles | الإنجيل يحرّم هذه العلاقة - في أيّ كتاب؟ |
Federal kanun, bölgeyi terk etmeni yasaklıyor. | Open Subtitles | القانون الفيدرالي يحظر عليك أن تغادر المقاطعة |
Benim dinim bir aptaldan 10 seferden fazla kâr sağlamayı yasaklıyor. | Open Subtitles | دِيني يحظر علي استغلال مغفل أكثر من عشر مرات |
"evlenmemizi yasaklıyor. | Open Subtitles | منعتنا من الزواج |