- Harika dostum. Parayı bulmanın mutlaka yasal bir yolu vardır. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريق شرعي للمجيء بهذا المال |
Sana gerçekten yardım edebileceğimi sanmıyorum. Ben yasal bir işadamıyım artık. | Open Subtitles | لست متاكد باني استطيع مساعدتك انا رجل اعمال شرعي |
Anlaşmayı imzalarsan geçen 24 saati yasal bir kılıfa uydurabiliriz. | Open Subtitles | وقع الإتفاقيات يمكننا جعل أحداث الـ 24 ساعة الماضية شرعية |
Sizlere yasal bir iş bitimi anlaşmasi öneriyorum | Open Subtitles | لذا، سأدفعُ لكم بشكل قانوني عند نهاية الإتفاق |
Sizden istediğim, Bay McFarland onu yasal bir hâle getirmeniz. | Open Subtitles | واريدك يا سيد ماكفرلاند, ان تصيغها بشكل قانونى صحيح. |
Yasal olan ve olmayan paylaşımlar arasında yasal bir farklılık istemiyorlar. | TED | لا يريدون تمييزا قانونيا بين المشاركة القانونية وغير القانونية. |
Oraya gidip Bogotá'ya transferini yasal bir şeymiş gibi göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهب إلى هناك وتجعل نقله إلى بوغوتا قانونيًا |
yasal bir örnek istiyor, ki olduğunu hiç sanmıyorum. - Ama? | Open Subtitles | إنه يبحث عن شيء قانوني سابق لست متأكده من تواجده |
Bak, ben yasal bir savunma avukatıyım ve sana bir hâkime rüşvet vermemeni tavsiye ederim. | Open Subtitles | أنظر, أنا محامي دفاع شرعي وأنصحك أن لا تحاول أن ترشي القاضي |
Ona söyledim, eğer yasal bir gelir gösteremezsen, federallere karşı savunmasız kalırsın. | Open Subtitles | لقد أخبرته، إن لم تستطع إظهار دخل شرعي فستصبح فريسة للفيدراليين |
O tişörtlerin senin için başarılı ve yasal bir işin başlangıcı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تكون هذه القمصان بداية نجاح عمل شرعي لك |
Bu, şehrin okulunu bir restorana sattığı yasal bir işlemdir. | Open Subtitles | هذه صفقة شرعية تقوم فيها مدينة ببيع مدرسة إلى مطعم |
Bunu yasal bir şekilde, sadece demokrasimiz bizden istedikten sonra yaparız. | TED | وتقوم بذلك بصورة شرعية وفقط عندما تطلب منا الديموقراطية ذلك |
Bir kere de yasal bir müşteriyle çalışalım. | Open Subtitles | دعنا نحاول أجازة العميل بشكل قانوني لمرة واحدة. |
Bir kere de yasal bir müşteriyle çalışalım. | Open Subtitles | دعنا نحاول أجازة العميل بشكل قانوني لمرة واحدة. |
Ama numarası bizde yok." * Mohammed Atta'nın Babası * 20 ve 27 Eylül'de, Mueller, CNN'de "hava korsanlarının kimliklerini kanıtlamak için yasal bir kanıt olmadığını" kabul etti. | Open Subtitles | فى 20 و 27 سبتمبر، أعترف مولر على السى إن إنِ بأنه لا يوجد برهان قانونى لإثبات هويات المختطفين |
Saçmalık denilen şeyleri duyduğum zaman yasal bir tepki vermeme gerek yok. | Open Subtitles | لا أحتاج لجدال قانونى لأعرف الهراء عندما أسمعه. |
Evet. Hüzünlü ama yasal bir durum. | Open Subtitles | في حين الذي لايعد قانونيا هو قتل خليلة الزوج |
Bu yasal bir tutuklamaydı. | Open Subtitles | كان الاعتقال قانونيًا |
yasal bir örnek istiyor, ki olduğunu hiç sanmıyorum. - Ama? | Open Subtitles | إنه يبحث عن شيء قانوني سابق لست متأكدة من تواجده |
Lakin, akıl hastalığının yasal bir kavram olması herhangi birinin hasta olmadığı anlamına da gelmez. | Open Subtitles | و رغم أن الجنون مبدأ قانوني هذا لا يعني أن المرء ليس مريضاً |
O yasal bir sorundu. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | ،تلك كانت مسألة قانونية لم يكن لديّ أي خيار |
Ingilizlerin Filistine biraktilari miras, yasal bir sistem, kirmizi ayakli posta kutulari, kaos ve savasti. | Open Subtitles | ميراث بريطانيا لفلسطين كان نظاماً قانونيّاً صناديق بريد عمودية حمراء وفوضى وحرب |
Evet, "kurinsanlaşma" denilen çığır açıcı, ancak şaşırtıcı yasal bir yöntemle benim gibi gerçek insanların iş sahiplerinin kolektif insancıllığını temsil etmelerine artık izin veriliyor. | Open Subtitles | نعم، بإستخدام طريقة رائدة من المفاجئ أنها قانونية "تعرف بـ "أنسنة الشركات أناس حقيقيون مثلي يسمح لهم الأن بتمثيل الإنسانية الجماعية |
Şu an senin yanına dönmesini sağlayacak yasal bir dayanak yok. | Open Subtitles | حتى الآن لا توجد حجة قانونية مقنعة لتلزمها بالعودة للعيش معك |