...kafamı bir yastığa dayamak hiç bu kadar güzel gelmemişti... | Open Subtitles | رأسي على الوسادة كما لك أحس بهذه البرودة من قبل |
Bu da yastığa başını koyman ve vicdanının rahat olmasını gerektirir. | Open Subtitles | الذي يطرح الرأس على الوسادة دون خلط نفسك مع الوغد ؟ |
yastığa vur. Gör kendini nasıl hissedeceksin. | Open Subtitles | فقط تضرب الوسادة جرب لتري شعورك ماذا سيكون |
Bir yastığa bıçak batırmakla... birdenbire kendimi farklı mı hissedeceğim? | Open Subtitles | الأمر ليس ان ادخال سكين في وسادة فجأة سيجعلني أشعر |
Bir yastığa bıçak batırmakla... birdenbire kendimi farklı mı hissedeceğim? | Open Subtitles | الأمر ليس ان ادخال سكين في وسادة فجأة سيجعلني أشعر |
Gece 1 gibi, Başımı yastığa koyuyorum ve şehrin sesini dinliyorum. | Open Subtitles | الساعه الواحد اضع راسي على الوساده واستمع الى اصوات المدينه |
Kafam yastığa değdiği an uyuyakalırım. | Open Subtitles | اننى سانام بمجرد ما اضع راسى على الوسادة |
yastığa başını koyar koymaz uyuyakaldı. | Open Subtitles | لقد غطّ في سبات عميق حالما وضع رأسه على الوسادة |
Kafamı yastığa gömmüştüm. Kulak vermedim. | Open Subtitles | لقد دفنت رأسي في الوسادة لم أستطع أن أسمع |
Kendimden nefret ediyorum, ama yüzümü o küçük yastığa gömmek istiyorum". | Open Subtitles | كرهت نفسي وأردت أن أواري عن وجهي تحت الوسادة الصغيرة |
yastığa osurmakla göz iltihabı olunur muymuş? | Open Subtitles | هل يمكن الحصول على عين وردية من اطلاق الريح على الوسادة ؟ |
Silah sesini bastırmak için silahı yastığa dayarsan daha çok barut yanığı olur. | Open Subtitles | وإذا وضعت السلاح فوق الوسادة لإخفاء ضوضاء الطلق الناري سيكون هناك احتراقات بارودية أكثر |
Böylece kadın eve gitti, yatağındaki yastığı aldı, çekmeceden bir bıçak, yangın merdiveninden çatıya tırmandı, ve yastığa bıçağı sapladı. | Open Subtitles | فعادت المرأة إلى المنزل أخذت وسادة وسكين، وصعدت إلى السطح وطعنت الوسادة |
Çok yorulmuştum, kafamı yastığa koyar koymaz uykuya daldım. | Open Subtitles | لقد كنت مرهقة , وعندما وقع رأسي على الوسادة نمت نوماً عميقاً |
yastığa başını koyar koymaz uyuyordu. | Open Subtitles | نام كما ينطفئ الضوء لحظة ما وضع رأسه على الوسادة |
Hastanede yattım, özel bir yastığa oturuyordum. | Open Subtitles | بل الصيت الذي يدفع الناس للإشارة إلى قفاك والضحك دخلت المستشفى أجل اضطررت للجلوس على وسادة خاصة |
- Yapma lütfen. Kimse bu 25.000 dolarlık yüzü yastığa bastıramaz. | Open Subtitles | لا أحد يدفع هذا الوجه الذي بقيمة 000ر25 على وسادة. |
Temiz havaya ihtiyacım var, bir bardak suya ve yumuşak bir yastığa. | Open Subtitles | أنا أحتاج لهواء منعش، و كوب من الماء و وسادة منفوشة. |
Tahmin et kim Buddy'nin yanında yastığa kafasını koyup uyuya kaldı? | Open Subtitles | احزري من كان نائماً في الصندوق ورأسه على الوساده بجانب (بادي) |
Zamana, desteğe ve rahat oturabilecekse daha fazla yastığa ihtiyacı var. | Open Subtitles | قال أنه بخير، وهو كذلك. إنه يحتاج الوقت، الدعم، والمزيد من الوسائد إن كان سيتمكن من النهوض بارتياح. |
Ellerinin tersi... yastığa gömdükleri suratımız... bizi zorla yatağınıza alıp o yağlı vücutlarınızı üstümüze bastırırken... kanayan ve acıyan amlarımız! | Open Subtitles | مؤخرة اليد إدارة الوجه للوسادة الدموية، إيلام المهبل كما تجبرونا بأسِرتكم على تحمّل أجسادكم السمينة |
Kaçtım çünkü sarhoş olup benimle seviştin ve ardından yastığa kapanıp hıçkıra hıçkıra ağladın. | Open Subtitles | رحلت لانه كان عليك ان تكون ثملا لتعاشرنى ثم بدات تنتحب على وسادتك بعدها |
İstersen kendin bak. İki yastığa ve kediye bulaşmış. | Open Subtitles | انظر لنفسك لقد انطبعت على وسادتين و القطة |
Belki de bir yastığa falan işletmiştir bunu. Yanına da gözyaşlarıyla dolu bir kavanoz koymuştur. | Open Subtitles | لربما طرزت هذه الكلمات على المخده |
Güpegündüz kafalarını yastığa bile koymadan değil. Bir çeşit narkolepsi olabilir. | Open Subtitles | ليس في منتصف النهار حتى قبل أن يضع رأسه على المخدّة |