Yağmur yağdığı gece... ve ben sana yastıktan bir şemsiye yapmıştım! | Open Subtitles | تلك الليلة عندما كانت تمطر و أنا صنعت لكِ الشمسية من الوسادة |
Gece yağmur yağıyordu ve ben sana bir yastıktan şemsiye yapmıştım! | Open Subtitles | تلك الليلة عندما كانت تمطر و أنا صنعت لكِ الشمسية من الوسادة |
yastıktan daha uzun dayanacağımı umalim. | Open Subtitles | حسناً أرجو أن أتحمل أكثر من الوسادة. |
yastıktan başka söyleyeceğin birşey yok mu? | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ لا عِنْدَكَ أكثر مِنْ وسادة جيدة واحدة؟ |
Mezatçı ona verdiğim iki milyon değerindeki altın yastıktan bahsetmedi mi? | Open Subtitles | هل حدث أن ألمح لك الدلاّل بأني أعطيته وسادة ذهبية تساوي حوالي 2 مليون جنيه؟ |
O günün öncesinde, yastıktan yapılma bir kale inşasına başlamışlardı. | Open Subtitles | ببداية ذلك اليوم بدأ بتشييد حصن مصنوع من الوسائد |
Aramıza yastıktan bir duvar öreceğim | Open Subtitles | سأضع جداراً من الوسائد بيننا. |
Ya da yastıktan parfümünün kokusu gelecekmiş gibi. | Open Subtitles | أو سأحصل على نفحة من عطر... من الوسادة. أتعلم، أنا غسلتها |
Yavaşça kafanı yastıktan kaldır. | Open Subtitles | والآن ببطئ ارفع رأسك من على الوسادة |
"Harry şapşalla tanıştı" yı izledik. Ve ısıtıcı yastıktan bir kaç gün sonra... | Open Subtitles | ونشاهد "عندما هاري قابل سالي" وبعد عدة ايام بعد ان داومت على وسادة التدفئه |
Küçük bir yastıktan mı korkuyorsun? | Open Subtitles | هل تخافين من وسادة صغيرة؟ |
Küçük bir yastıktan mı korkuyorsun? | Open Subtitles | هل تخافين من وسادة صغيرة؟ |