Dinle. Sana ilginç bulacağını düşündüğüm bir yatırım fırsatı sunuyorum. | Open Subtitles | إستمع إلى, أنا أقدم لك فرصة إستثمارية |
Buna yatırım fırsatı diyorlar. | Open Subtitles | هذا ما يطلق عليه فرصة إستثمارية. |
Andre Alan adındaki biri yatırım fırsatı ile ilgili aradı. | Open Subtitles | (لقد اتصل بي شخصاً ما يُدعى (آندريه تحدث معي عن فرصة إستثمارية |
Çünkü spor ayakkabıları başka bir fırsatın olmadığı yerde bir yatırım fırsatı. | TED | و هذا لأن الأحذية الرياضية فرصة استثمارية عند عدم وجود أخرى. |
İnanılmaz bir yatırım fırsatı hükümet desteği ile tamamlandı. | Open Subtitles | هذه فرصة استثمارية لا تصدق لديها دعم الحكومة الكامل |
Elimizde muazzam bir yatırım fırsatı var. Sizinle bunu konuşmak isterim. | Open Subtitles | لدينا فرصة استثمار عظيمة، أود أن أناقشها معك. |
Lakin bu, iyi bir yatırım fırsatı. Onu öldürürsen sadece öteki tarafı boylamış olur. | Open Subtitles | ولكن هذا إستثمار افضل إن قتلناه فهو ميت |
Yeniden dağıtırken, bir yatırım fırsatı oluşacak. | Open Subtitles | بينما كنت إعادة توزيع، لقد حان فرصة استثمارية تصل. |
Birçok insan için spor ayakkabıları, yasal ve ulaşılabilir bir yatırım fırsatı -- demokratikleştirilmiş, ama öte yandan denetlenmeyen bir borsa. | TED | للعديد من الأشخاص، الأحذية الرياضية فرصة استثمارية سهلة و قانونية -- سوق أسهم ديموقراطية، و لكن غير منظمة أيضًا. |
- Aslında sana bir yatırım fırsatı sunacağım. | Open Subtitles | في الحقيقة لدي لك فرصة استثمارية حقاَ ؟ |
Her şey yatırım fırsatı değildir. | Open Subtitles | ليس كل شئ يصلح ليكون فرصة استثمارية |
Bu sabah gazetenin finans sayfasında çok ilginç bir yatırım fırsatı olduğunu okudum. | Open Subtitles | لقد رأيت فرصة استثمار هامة في الصفحات المالية، هذا الصباح -أجل؟ |
Bir yatırım fırsatı. | Open Subtitles | انها فرصة استثمار |
Tam bir yatırım fırsatı. | Open Subtitles | سوف تكون فرصة إستثمار رائعة |