Sen gidip yatağımdaki zulaları getir, çünkü bu acil bir durum. | Open Subtitles | أنت في الخلف، بوسعك أن تحضر الشراب المخبأ تحت سريري إنها حالة طارئة رغم كل ذلك |
Sen gidip yatağımdaki zulaları getir, çünkü bu acil bir durum. | Open Subtitles | يمكن أنت في الجزء الخلفي والاستيلاء على كمية من الخمر تحت سريري. وهو في حالات الطوارئ، بعد كل شيء. |
"yatağımdaki Düşman" filmini biliyor musun? | Open Subtitles | حسنٌ, تعرف ذلك الفيلم, النوم مع العدو؟ |
Mesela, ikimiz de 'yatağımdaki Düşman' filmini izlediğimizi düşünüyoruz, ama emin değiliz. | Open Subtitles | كلانا تظن أننا شاهدنا فيلم "النوم مع العدو" ولكننا غير متأكدتين |
Julia Roberts "Özel Bir Kadın"dan sonra"yatağımdaki Düşman"ı çevirdi. | Open Subtitles | فـ(جوليا روبرتس) إتبعت "إمراة جميلة فى " النوم مع العدو" |
Ben yatağımdaki Düşman'ı izlerken elektrik çarptığı için deliren bir adamdan saklanıyordum. | Open Subtitles | كنت أختبئ من رجل, أصبح مجنوناً بعد أن تكهرب, أثناء مشاهدة (النوم مع الأعداء), النوم مع الأعداء |