Bu imkansız. Olay mahali fotoğrafları kanın kurbanın vücudundan dışarı doğru yayıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | هذا محال، صور مسرح الجريمة تظهر الدم وهو ينتشر للخارج حول جثة الضحية |
Ama onunla mücadele etmenin yolu bilimden; ve, nasıl ve neden yayıldığını, ahlaken tarafsız bir açıdan ele almaktan geçer. | TED | ولكن نستخدم العلم من أجل القضاء على المرض.. لمعرفة كيف ينتشر وكيف من منظور حيادي الأخلاق. |
Öyleyse virüsün neden kuzey ve güney yönünde yayıldığını nasıl açıklarız? | Open Subtitles | إذا كيف يمكننا أن نفسر لمَ ينتشر الفيروس شمالاً وجنوباً؟ |
Biz bunun yayıldığını gördükçe ulusal merkezlerin ortaya çıktığını görüyoruz. | TED | وكما نرى انتشار هذا ، فإننا نرى المحاور الوطنية الناشئة. |
Biz bilginin de ağlarda nasıl yayıldığını biliyoruz. | TED | نعرف كذلك الكثير عن كيفية انتشار المعلومات عبر الشبكات. |
Tanıklar kayıt dışı bir şekilde teslim edilmeli... ..ta ki ben bu yozlaşmanın ne kadar derine yayıldığını öğrenene kadar. | Open Subtitles | يجب أن يكون تسليم الشهداء خارج السجلات حتى أعلم إلى أي مدى انتشرت المؤامرة |
Bu "gapminder" baloncukları sizlere virüsün 1983 yılında dünyaya nasıl yayıldığını gösteriyor, yani böyle tahmin ediyoruz. | TED | فقاعات الـ"غاب مايندر" تظهر لكم كيفية إنتشار الفيروس في العالم عام 1983 أو كما قدرنا إنتشاره |
İşte, bayanlar ve baylar, köklerin ne kadar uzağa kadar yayıldığını ve temellerin nasıl trajik bir biçimde büküldüğünü görüyoruz. | Open Subtitles | و نحن نملكها، أيها السيّدات و السادة نحن نرى إلى أي مدى إنتشر التعفن، و كيف إنهارت الأسسُ بشكل مأساوي. |
En azından birkaç saatliğine gözlemleyebiliriz. Bu sayede döküntünün yayıldığını doğrularız. | Open Subtitles | يمكننا ملاحظتها على الأقل لساعتين للتأكد أن الطفح ينتشر |
En azından birkaç saatliğine gözlemleyebiliriz. Bu sayede döküntünün yayıldığını doğrularız. | Open Subtitles | يمكننا ملاحظتها على الأقل لساعتين للتأكد أن الطفح ينتشر |
yayıldığını söylediklerini duydum daha beter olduğunu. | Open Subtitles | لقد سمعتهم يقولون أنه ينتشر , والحالة تسوء |
Bu hastalığın ne yaptığını,.. ...yada nasıl yayıldığını.. | Open Subtitles | بما أننا ليس لدينا أي فكرة عن ماذا يفعل المرض, أو كيف ينتشر |
Sadece bunun ne olduğunu ve ve nasıl yayıldığını öğrenene kadar alacağımız küçük bir önlem. | Open Subtitles | هذا مجرد إجراء احتياطي حتى نعرف حقيقة المرض وكيف ينتشر. |
Torunlarımızın galaksimizdeki diğer gezegenlere ve yörüngedeki yıldızlara yayıldığını hayal ediyorum da ve belki de buna rağmen güneş sistemleri arasında kendi biyolojik kargolarını taşımak için gerekli keşfi yapamayacaklar. | Open Subtitles | أتخيل الوقت الذى ينتشر فيه أحفادنا إلى كواكب تدور فى أفلاك نجوم أخرى في جميع أنحاء مجرتنا وربما أبعد من ذلك |
Bir hastalığın neden yayıldığını, matematiksel bir denklemin nasıl işlediğini ya da bir arkadaşının canının neden sıkkın olduğunu anlamak sadece indirmekten fazlasını gerektirir. | TED | فهم سبب انتشار مرض معين أو كيف يعملُ البرهان الرياضي أو لماذا يشعرُ أصدقائكم بالإحباط ينطوي على أكثر من مجرد التحميل. |
Bu hastalığın nasıl yayıldığını bilmemek dışında beni çok rahatsız eden bir gizem daha var. | Open Subtitles | بغض النظر عن عدم معرفتي لسبب انتشار المرض، هنالك شيء غامض يُحيِّرني |
Bugüne kadar sadece laboratuar ve arama sonuçlarına göre konuşabildik, o yüzden gerçekten durumunuza ameliyatta iyice bakıp kanserin ne kadar yayıldığını görmeleri gerek. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير يمكن معرفته من , من الفحوصات و النتائج المعملية لذا عليهم القاء نظرة متفحصة لمعرفة مدى انتشار السرطان |
Yetkililer son derece bulaşıcı bir virüsün yayıldığını belirtti. | Open Subtitles | وتجري السلطات التقارير انتشار من فيروس شديد العدوى. |
Mikroskobik inceleme... kitlelerin onun göğüs boşluğuna ve hatta... böbreklerine yayıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | كشف الفحص المجهري أن الأورام انتشرت إلى تجويف الصدر وحتى كليتاها |
Şimdi bunun nasıl yayıldığını bulmaları gerekiyor. | Open Subtitles | الآن، يحتاجون معرفة كيف انتشرت. |
Nasıl yayıldığını veya durdurulacağını bilmiyoruz. | Open Subtitles | -أجل نحن لا نعرف آلية إنتشاره |
Organizmanın temas halinde ne kadar çabuk yayıldığını gördün. | Open Subtitles | لقد رأيتى كيف إنتشر الكائن بعد ملامسته |
Bakın, Terry bu olayın yayıldığını öğrenmemeli. | Open Subtitles | ولكن، أسمعوا، تيري لا يستطيع يعرف أن السر خَرج |
Ve yan görünümden baktığımızda, patojenlerin kabin uzunluğu boyunca yayıldığını da fark edeceksiniz. | TED | وعندما نلقي نظرة من الجانب، سنلاحظ أن مسببات الأمراض تنتشر عبر المقصورة |
Tomografi sonuçların kanserin sadece geri geldiğini değil, göğüs boşluğuna, akciğerlerine ve nefes boruna da yayıldığını. | Open Subtitles | نتائج الأشعة المقطعية لم تظهر , فقط ان السرطان قد عاد لكنه انتشر إلى صدركِ و رئيتكِ و حلقكِ |