Bir büyücü okuluyla ilgili fantezi romanınızı kimse yayınlamak istemiyor. | TED | لا أحد يريد نشر روايتك الخيالية عن مدرسة للسحرة. |
Bak, düşünüyorum da çalışmaları yayınlamak ilaç firmalarından para alabilmenin en kolay yolu. | Open Subtitles | أرى أن نشر الدراسات هي أسهل طريقة لجعل شركة أدوية تمد يدها إليك |
Editörüm bu fotoğrafını yayınlamak istiyor. Her halükarda yarın gazeteye çıkacaksın. | Open Subtitles | يريد رئيس التحرير نشر هذه الصورة لكِ ستنشر غداً بأية حال |
Kişisel düşüncelerimi internet ortamında yayınlamak ne kadar güzel bir düşünce değil mi? | Open Subtitles | و يالها من بداية لمشاركة افكاري الشخصية وبعد ذلك نشرها على الانترنت ؟ |
Sırf bir kitabı yayınlamak istiyorsun diye çocukları okullarından, dedelerinden, ninelerinden tüm hayatlarından ayıracaksın öyle mi? | Open Subtitles | لأنك تريد أن تنشر كتابا ستقوم بفصل الأطفال عن مدارسهم عن أجدادهم عن حياتهم بأسرها |
Bütün uluslararası kanallar röportajı yayınlamak istiyor. | Open Subtitles | الكثير من المحطات الاجنبية تريد اعادة بث لقائك |
Bağımsız bir sanatçı olarak albüm yayınlamak bugün olduğundan çok daha zordu, hem bilinirlik açısından, hem de pazarlama açısından. | TED | إن إصدار باقة كفنان مستقل، كان أصعب بكثير مما هو عليه هذه الأيام، سواء من حيث سماعها أو مجرد توزيعها. |
Duyduğum şey ise sahip olduklarının yayınlamak için yetersiz olduğu. | Open Subtitles | وما أسمعه هو أن مالديك بسيط جداً ولا يمكن نشره |
Bilimciler sonuçları yayınlamak içindir ve bu durum bundan çok uzakta. | TED | يهدفُ العلماء لنشر النتائج. وكان هذا الوضع أبعد ما يكون عن ذلك. |
JM: Bir kız, kız kardeşini sevdiğinde bir yayıncı onun hikâyelerini yayınlamak istediğinde çığlıklar atarak sevinir. | TED | عندما تحب أختٌ أختها، تهتف وتصرخ عندما يوافق وكيل نشر أن يرسل قصصك. |
Tam metini yayınlamak yerine, kitaplar hakkında istatistikleri yayınlayalım dedik. | TED | قلنا، حسنا بدل نشر النصوص الكاملة، سنقوم بنشر إحصائيات حول الكتب. |
Hikayemi yayınlamak istiyor musun, yoksa bu paket teklif mi? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك تريد نشر قصتي، أم أنها صفقة شاملة؟ |
Bak, sadece birilerinin kitabımı yayınlamak istiyor olması insanların onu okuma zahmetine katlanacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | اوه ,كن حكيما ,ليس لمجرد ان هناك من يريد نشر كتابى .. , لايعنى ان هناك من يهتم بقراءته |
Bay Luthor, bulguları yayınlamak istediğinizden emin misiniz? | Open Subtitles | سيد لوثر هل أنت متأكد من أنك تريد نشر الإكتشافات؟ |
George, bunu yayınlamak, onun yapacağı türden bir şey. | Open Subtitles | جورج , نشر هذا الشيء من شأنه ان يفعله هو أيضاً |
Wall Street'in kirli sırlarını saklayan adamın hikâyesini yayınlamak isteyen sürüyle dergi olduğuna adım gibi eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن هناك العديد من المجلات تحب نشر قصة حول الرجل الذي يخفي الأسرار القذرة في شارع وول |
Gerçekten aklımda olan şeyi yaptığıma emin olmadan yayınlamak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد نشرها حتى أتأكد من حصولي على ما أظن. |
Gerçekten aklımda olan şeyi yaptığıma emin olmadan yayınlamak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد نشرها حتى أتأكد من حصولي على ما أظن. |
En azından ilişkisi hakkındaki haberi yayınlamak zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | لن تضطر على الأقل أن تنشر قصة علاقتها الغرامية |
Ulusal bir haber magazini bu hikâyeyi basmamaya karar verdi, ...ancak bu blogcu, Jimmy V., ...bu hikâyeyi basmamalarıyla ilgili bir haber yayınlamak istiyor. | Open Subtitles | وقد قررت مجلة معروفة ألا تنشر القصة ولكن صاحب المدونة هذا.. جيمي في |
İçindeki yayınlamak istiyorsa gardiyanının kan örneğine ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | إن كان يود بث المعلومات فعليه بالحصول، على عيّنة من دم الحارس |
Doktor Beckett son raporunu yayınlamak için öncelikli olarak Merell üzerinde birçok test daha yapmak istiyor. | Open Subtitles | دّكتور بيكيت يريد اجراء سلسلة من الإختبارات كاملة على ميرل قبل إصدار تقريره النهائي. |
Bunu yayınlamak istedim, ama, istekli olan tek yayıncı, Ufo, Büyük Ayak ve benzeri saçmalıklar yayınlıyordu. | Open Subtitles | يمكنني ان انشره لكن النتيجه الوحيد من نشره هو ان تسخر الناس منك وهراء كهذا |
Hayatının çalışmasını yayınlamak için 20 yıl beklemişti her detayı tekrar tekrar gözden geçirdi. | Open Subtitles | انتظر 20 عاماً لنشر أهم عمل في حياته، كل التفاصيل رُوجعت وأُعيد مُراجعتها، |
Adli Tıp, otopsi raporunun bir kopyasını yayınlamak zorunda ama telefonlarıma cevap vermiyorlar. | Open Subtitles | مكتب المحقق في أسباب الوفاة لم يقم بعد بالإفراج عن نسخـة من تقريرتشريحالجثـة... و لم يرد كذلك على أي من مكالماتي الهاتفيـة |
Ve bu da bir tütün devinin kanalı yıkmasına sebep olan bir bölüm yayınlamak mı olmalı? | Open Subtitles | وهل هذا يستحق مواجهة جزءا تلفزيونيا والذي سمح لعملاق في صناعة التبغ أن يحطم هذه الشبكة؟ |