ويكيبيديا

    "yayınlamak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نشر
        
    • نشرها
        
    • تنشر
        
    • بث
        
    • إصدار
        
    • نشره
        
    • لنشر
        
    • يقم بعد
        
    • تلفزيونيا
        
    Bir büyücü okuluyla ilgili fantezi romanınızı kimse yayınlamak istemiyor. TED ‫لا أحد يريد نشر روايتك الخيالية ‬ ‫عن مدرسة للسحرة.‬
    Bak, düşünüyorum da çalışmaları yayınlamak ilaç firmalarından para alabilmenin en kolay yolu. Open Subtitles أرى أن نشر الدراسات هي أسهل طريقة لجعل شركة أدوية تمد يدها إليك
    Editörüm bu fotoğrafını yayınlamak istiyor. Her halükarda yarın gazeteye çıkacaksın. Open Subtitles يريد رئيس التحرير نشر هذه الصورة لكِ ستنشر غداً بأية حال
    Kişisel düşüncelerimi internet ortamında yayınlamak ne kadar güzel bir düşünce değil mi? Open Subtitles و يالها من بداية لمشاركة افكاري الشخصية وبعد ذلك نشرها على الانترنت ؟
    Sırf bir kitabı yayınlamak istiyorsun diye çocukları okullarından, dedelerinden, ninelerinden tüm hayatlarından ayıracaksın öyle mi? Open Subtitles لأنك تريد أن تنشر كتابا ستقوم بفصل الأطفال عن مدارسهم عن أجدادهم عن حياتهم بأسرها
    Bütün uluslararası kanallar röportajı yayınlamak istiyor. Open Subtitles الكثير من المحطات الاجنبية تريد اعادة بث لقائك
    Bağımsız bir sanatçı olarak albüm yayınlamak bugün olduğundan çok daha zordu, hem bilinirlik açısından, hem de pazarlama açısından. TED إن إصدار باقة كفنان مستقل، كان أصعب بكثير مما هو عليه هذه الأيام، سواء من حيث سماعها أو مجرد توزيعها.
    Duyduğum şey ise sahip olduklarının yayınlamak için yetersiz olduğu. Open Subtitles وما أسمعه هو أن مالديك بسيط جداً ولا يمكن نشره
    Bilimciler sonuçları yayınlamak içindir ve bu durum bundan çok uzakta. TED يهدفُ العلماء لنشر النتائج. وكان هذا الوضع أبعد ما يكون عن ذلك.
    JM: Bir kız, kız kardeşini sevdiğinde bir yayıncı onun hikâyelerini yayınlamak istediğinde çığlıklar atarak sevinir. TED عندما تحب أختٌ أختها، تهتف وتصرخ عندما يوافق وكيل نشر أن يرسل قصصك.
    Tam metini yayınlamak yerine, kitaplar hakkında istatistikleri yayınlayalım dedik. TED قلنا، حسنا بدل نشر النصوص الكاملة، سنقوم بنشر إحصائيات حول الكتب.
    Hikayemi yayınlamak istiyor musun, yoksa bu paket teklif mi? Open Subtitles هل أنت متأكد من أنك تريد نشر قصتي، أم أنها صفقة شاملة؟
    Bak, sadece birilerinin kitabımı yayınlamak istiyor olması insanların onu okuma zahmetine katlanacağı anlamına gelmez. Open Subtitles اوه ,كن حكيما ,ليس لمجرد ان هناك من يريد نشر كتابى .. , لايعنى ان هناك من يهتم بقراءته
    Bay Luthor, bulguları yayınlamak istediğinizden emin misiniz? Open Subtitles سيد لوثر هل أنت متأكد من أنك تريد نشر الإكتشافات؟
    George, bunu yayınlamak, onun yapacağı türden bir şey. Open Subtitles جورج , نشر هذا الشيء من شأنه ان يفعله هو أيضاً
    Wall Street'in kirli sırlarını saklayan adamın hikâyesini yayınlamak isteyen sürüyle dergi olduğuna adım gibi eminim. Open Subtitles أنا متأكد من أن هناك العديد من المجلات تحب نشر قصة حول الرجل الذي يخفي الأسرار القذرة في شارع وول
    Gerçekten aklımda olan şeyi yaptığıma emin olmadan yayınlamak istemedim. Open Subtitles لم أرد نشرها حتى أتأكد من حصولي على ما أظن.
    Gerçekten aklımda olan şeyi yaptığıma emin olmadan yayınlamak istemedim. Open Subtitles لم أرد نشرها حتى أتأكد من حصولي على ما أظن.
    En azından ilişkisi hakkındaki haberi yayınlamak zorunda kalmayacaksın. Open Subtitles لن تضطر على الأقل أن تنشر قصة علاقتها الغرامية
    Ulusal bir haber magazini bu hikâyeyi basmamaya karar verdi, ...ancak bu blogcu, Jimmy V., ...bu hikâyeyi basmamalarıyla ilgili bir haber yayınlamak istiyor. Open Subtitles وقد قررت مجلة معروفة ألا تنشر القصة ولكن صاحب المدونة هذا.. جيمي في
    İçindeki yayınlamak istiyorsa gardiyanının kan örneğine ihtiyacı olacak. Open Subtitles إن كان يود بث المعلومات فعليه بالحصول، على عيّنة من دم الحارس
    Doktor Beckett son raporunu yayınlamak için öncelikli olarak Merell üzerinde birçok test daha yapmak istiyor. Open Subtitles دّكتور بيكيت يريد اجراء سلسلة من الإختبارات كاملة على ميرل قبل إصدار تقريره النهائي.
    Bunu yayınlamak istedim, ama, istekli olan tek yayıncı, Ufo, Büyük Ayak ve benzeri saçmalıklar yayınlıyordu. Open Subtitles يمكنني ان انشره لكن النتيجه الوحيد من نشره هو ان تسخر الناس منك وهراء كهذا
    Hayatının çalışmasını yayınlamak için 20 yıl beklemişti her detayı tekrar tekrar gözden geçirdi. Open Subtitles انتظر 20 عاماً لنشر أهم عمل في حياته، كل التفاصيل رُوجعت وأُعيد مُراجعتها،
    Adli Tıp, otopsi raporunun bir kopyasını yayınlamak zorunda ama telefonlarıma cevap vermiyorlar. Open Subtitles مكتب المحقق في أسباب الوفاة لم يقم بعد بالإفراج عن نسخـة من تقريرتشريحالجثـة... و لم يرد كذلك على أي من مكالماتي الهاتفيـة
    Ve bu da bir tütün devinin kanalı yıkmasına sebep olan bir bölüm yayınlamak mı olmalı? Open Subtitles وهل هذا يستحق مواجهة جزءا تلفزيونيا والذي سمح لعملاق في صناعة التبغ أن يحطم هذه الشبكة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد