ويكيبيديا

    "yaygın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشائعة
        
    • الشائع
        
    • شائع
        
    • منتشر
        
    • شائعة
        
    • مشتركة
        
    • مشترك
        
    • انتشاراً
        
    • السائد
        
    • منتشرة
        
    • المنتشر
        
    • شيوعاً
        
    • المنتشرة
        
    • شيوعًا
        
    • شائعا
        
    Bu yaygın galaksilerin nasıl oluşup evrildiği yönünde güçlü teorilerimiz var. TED لدينا نظريات محكمة عن كيفية تشكل وتطور هذه المجرات الشائعة.
    Yaşayan her şeyin yaptığımız şeyleri yapabileceği konusunda yaygın bir yanlış kanı vardır. Open Subtitles يحدث هذا الخطأ الشائع بأن أي شيء حيّ يمكنه أن يفعل ما نفعله
    Bu, dünya çapında çok yaygın, fakat biz aşk için yaratıldık. TED إنه أمر شائع جداً في جميع أنحاء العالم ولكن خلقنا لنحب.
    Bir düşünün: Nil Vadisi medeniyetleri Mısır, Sudan, Etiyopya'dan bu yana Afrika'dan çıkan bu tarz ikonik optiklerle bu kadar yaygın hiçbir şey olmamıştı. TED فَكّر بالأمر: لم يكن هناك أي شيء منتشر كذلك وله تلك النظرات الأيقونية ليخرج من أفريقيا منذ حضارات وادي النيل في مصر والسودان وإثيوبيا.
    Dünyada bilinen neredeyse yarım milyon böcek türü vardır ama birçoğu yaygın olan beş tane ağız parçası tipinden sadece birine sahiptir. TED هناك ما يقارب المليون نوع معروف من الحشرات في العالم، لكن أغلبها يملك واحد فقط من خمسة أنواع شائعة من أجزاء الفم.
    Grant, öncelikle bunun çok yaygın bir sorun olduğunu kabullenmelisin. Open Subtitles جرانت, يجب ان تعرف ان هذه مشكلة مشتركة بالنسبة للرجال
    yaygın bir iletişim şeklidir. Open Subtitles هذا نمط مشترك للإتصال الحد الأدنى للإتصال
    Bu hemen hemen bugün dünyadaki bütün dinlerde yaygın bir uygulama. TED ورغم ذلك، فهذه هي الممارسة الشائعة في كل أديان العالم اليوم تقريباً.
    İlk bakışta pek de tanıdık gelmiyor ama imlayı biraz güncelleştirince yaygın İngilizce kelimeleri görebilirsiniz. TED قد تبدو الكلمات غريبة للوهلة الأولى لكن لو جددنا الإملاء قليلاً ستلاحظ العديد من الكلمات الانجليزية الشائعة.
    O, hastalıklara ırksal yaklaşımı açıkladı ve farklı ırkların farklı hastalıklara sahip olduğunu, yaygın hastalıkları farklı şekilde deneyimlediğini açıkladı. TED وعزز المفهوم العرقي للمرض، بأن الأشخاص من أعراق مختلفة يعانون من أمراض مختلفة ويعانون من الأمراض الشائعة بشكل مختلف.
    Batı'da çok yaygın bir varsayım var, o da; ülkelerin modernleştikçe batılılaşacağı yönünde. TED وانا اعلم انه من الشائع في الغرب اعتقاد انه ما ان تتطور الدول حتى تكتسب شخصية الدول الغربية
    En yaygın sarsıntı şu ki insanlar bu işin içinde onlar için var olduğumuza inanmıyor ve kendimizi çok meşgul ettiğimize inanıyorlar. TED المذبذب الشائع للثقة هو أن الناس لا يعتقدون أننا نتعاطف معهم غالبًا، ويعتقدون أننا أنانيون.
    Ve buna rağmen, bu olağanüstü yaygın davranış çok az anlaşılmış durumda. TED وحتى الآن، هذا التصرف الشائع بالكاد نفهمه
    "Mieke," çok yaygın bir kız ismi... bizdeki Michelle'e benziyor. Open Subtitles مايك ، اسم شائع للبنات فى المانيا مشابه لميشيل عندنا
    Hastaya yakın kişilerinde de kederin beş safhasını yaşaması yaygın olarak görülür. Open Subtitles أجل، أمر شائع أن يمر الأشخاص المقربون من المريض بمراحل الحزن الخمسه
    Bu, eskiden sandığımızdan çok daha yaygın bir şey. TED حسنا, هذا منتشر جدا أكثر مما كنا نعتقد في ذلك الوقت.
    Bu şehirde eskiden yaygın olan hastalık gerçekten önlendi. TED و الذي كبح كساح الأطفال الذي كان منتشر في هذه المدينة
    Kolayca gelebilen ya da yaygın kullanılan bir alet değildir. Open Subtitles ،إنها أجهزة لا تحصل عليها بسهولة وليست شائعة في الاستعمال
    Gitmeden önce bana beyzbol oyuncuları arasında yaygın olan bir ameliyatı sormuştun. Open Subtitles قبل مغادرتك، طرحت عليّ سؤالا عن عملية جراحية شائعة لدى لاعبي البيسبول.
    Walter Payton'un tarif ettiği gibi o, dünyanın her yerinde yaygın olan bir tip. Open Subtitles كما وصفها والتر بايتون, الرأس التى تنتهى عندها كل العالم مشتركة
    Biliyorum üzüldün ama karının yaptığı evli çiftler arasında son derece yaygın olan bir şey. Open Subtitles ولكن أظن مافعلته زوجتك في الحقيقة مشترك جميل بين الزوجين ,لم تكن كذبة كان أشبه
    Yakmak, denize atmak ve gömmek, hepsi artık yakalanıyor... ..ya parmakların izinden yada daha yaygın kullanılan diş kayıt örneklerinden, bildiğim kadarıyla tabi. Open Subtitles الحرق ، الإغراق بالبحر ، والدفن طرق غير سليمة إما ببصمات الأصابع أو بالأكثر انتشاراً السجلات الطبية ، التي تعلمتها
    yaygın görüşün aksine, şirketlerinden memnun olmayıp canı sıkılan personel değiller. TED بالرغم من الاعتقاد السائد ليسوا جميعا موظفين ساخطين ومتذمرين
    Teşekürler. Bu çok yaygın bir hadise bütün Asya'da, Maldivler de dahil. TED شكراً. إها ظاهرة منتشرة في ربوع جنوب آسيا، بما في ذلك المالديف.
    Sağlıklı bireylerde nöronların hareketlerini incelemenin mümkün olmadığına dair yaygın bir görüş var. TED إنه مجرد ذلك الإحساس المنتشر أنه من غير الممكن أن ننظر إلى نشاط الخلايا العصبية في إنسان سليم.
    Katil balinalar artık kuzey kutup bölgesinde daha yaygın görülüyorlar. Open Subtitles باتت الحيتان القاتلة الآن مظهراً أكثر شيوعاً في القارة الشمالية
    Kuralcılık, insanları belli bir zamana ait en yaygın yerleşik kurallar hakkında bilgilendirmek için faydalıdır. TED تكمن أهمية المعيارية أنها تعرف الناس على الأنماط المنتشرة في أي فترة من التاريخ
    Derin okyanustaki en yaygın balığın yani besin zincirinin en altındakinin bu zehirli hapları yutup yutmadığını öğrenmek istedik. TED أردنا أن نعرف إذا كان أكثر الأسماك شيوعًا في المحيط العميق في قاعدة السلسلة الغذائية يبتلع هذه الحبوب السامة
    2. Dünya Savaşı'ndan önce seramik yemek takımı üreticileri renkli cilalarda yaygın olarak uranyum oksit kullanıyordu. TED قبل الحرب العالمية الثانية، كان شائعا عند مصنعو أواني الطعام الخزفية استخدام أكسيد اليورانيوم في طلاء الزجاح الملّون.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد