Çocukluğumuz yazları Washington'un Puget Sound'unda ilk büyüme ve büyük büyüme arasında geçti. | TED | فصول الصيف في فترة طفولتي كانت في منطقة بحر بوجيت بولاية واشنطن، بين النمو الأول والنمو الكبير. |
Kışları hoştu ama yazları çok sıcaktı. | TED | كان البيت دافئا في البرد لكنه حار جدا في الصيف |
Üçüncü soru ise yazları kış aylarından neden daha sıcaktır? | TED | السؤال الثالث هو لماذا الصيف أكثر سخونة من الشتاء؟ |
yazları güneşin ışınları daha çok yayıldığı için daha sıcak olur, değil mi? çünkü dünyanın şöyle bir eğimi vardır. | TED | حسناً. إن الصيف أكثر سخونة من الشتاء لأن الأشعة من الشمس، تنتشر بشكل أوسع، أليس كذلك، بسبب ميلان الأرض. |
Ailem yazları Lake District'te geçirirler. Orada biri vardı. | Open Subtitles | بالصيف العائلي بنطقة البحيره وكان هناك احدهم |
Küçük bir çocukken, yazları amcamın tarlasında geçirirdim. | Open Subtitles | عنما كنت طفلاً كنت أقضى الأجازات الصيفية بمزرعة عمى. |
Görüldüğü gibi, koyu mavi ile gösterilen çizgiye kadar genişlemektedir. Bu, yıllık kış buzlarıdır. Ve yazları küçülürler. | TED | كما ترون، أنه يتمدد الى الأزرق الداكن. هذا هو الجليد السنوي في الشتاء. وينكمش في الصيف. |
yazları Hindistan'da ısı yükselir ve çok sıcak olur. | TED | وفي الصيف تزداد الحرارة في الهند، يصبح الجو حاراً جداً. |
yazları akarsular hemen hemen kurur ve bu da anofellerin taşıdığı sıtmanın kaynağıdır. | Open Subtitles | في الصيف يجفّ مجرى الماء وذلك يؤدي إلى انتشار البعوض مما بسبب انتشار مرض الملاريا |
Gelin, size bahçeyi göstereyim. yazları çok güzel olur. | Open Subtitles | تعالا، دعاني أريكما الحديقة إنها جميلة في الصيف |
On yaşıma kadar yazları burada geçirdim. | Open Subtitles | أنا أمضيت عطلات الصيف هنا حتى بلغت الـ 10. |
Tek bildiğim, kışları odamın çok soğuk... yazları da çok sıcak olduğu ve bu yüzden uyuyamadığım. | Open Subtitles | .. أنا أعرف أن غرفتي كانت باردة جداً في الشتاء و حارة جداً في الصيف لم أكن أستطيع النوم |
Ayda iki üç kere gidiyorum, yalnız yazları gitmiyorum. | Open Subtitles | مرتين أو ثلاث مرات في الشهر ولكن ليس خلال الصيف |
yazları bahçe çiçek doludur, özellikle de lalelerle. | Open Subtitles | في فصل الصيف الحديقة تمتلى بالزهور خصوصًا ازهار التوليب |
yazları yanarken, kışları da donduk. | Open Subtitles | إننا كنا نحترق فى الصيف و نتجمد فى الشتاء |
yazları yanarken, kışları da donduk. | Open Subtitles | إننا كنا نحترق فى الصيف و نتجمد فى الشتاء |
Hayır, alerjiden. yazları böyle oluyor. | Open Subtitles | لا ، إنها نفس الحساسية التي تكون لدي في الصيف. |
Onu sadece yazları ailemizin kiraladığı çiftlikte görürdüm. | Open Subtitles | كنت أراها فقط عندما كانت العائلة تستأجر بيتاً ريفياً في فصل الصيف. |
yazları onu amcamın çiftliğinde görürdüm. | Open Subtitles | كُنْتُ أَراها أثناء فصولِ الصيف بمزرعةِ عمى. |
yazları iki, kışları ise sadece bir öğün yemek yerlerdi. | Open Subtitles | كانوا يتناولون وجبتين يوميا بالصيف وواحدة فقط بالشتاء |
Küçük bir çocukken, yazları amcamın tarlasında geçirirdim. | Open Subtitles | عنما كنت طفلاً كنت أقضى الأجازات الصيفية.بمزرعة عمى |
Bahsettiğim gibi Woodland Emlakçılık çoğunlukla yazları satış yapan bir kurumdur. | Open Subtitles | كما ذكرت لك من قبل، بلدة وودلاند هى أساساً بلدة صيفية |
Annemin dedesi Avustralyalıymış ve annem yazları, yani oranın kışında, onu ziyarete gidermiş. | Open Subtitles | جد أمي كان استرالي و كانت تقضي صيفها , يتزامن مع شتائهم بزيارته |