Zane'in modülü. Devreleri yandı. Oralarda yedek parça var mı? | Open Subtitles | وحدة زاين، إلكترونياتها احترقت هل لديك أيّ قطع غيار حولنا؟ |
Sanki insan değilmiş de yedek parçaymış gibi kesip biçtiler, zenginlere yedek parça. | Open Subtitles | قاموا بتقطيعه كأنه لم يكن رجلاً حتى فقط قطع غيار قطع غيار للأغنياء |
Ama problem ise, teknisyenler ve yedek parça olmadan bu tip bağışlar çok çabuk bir şekilde hurdaya çıkmaktadır. | TED | المشكلة هي، بدون تقنيين، بدون قطع غيار ، تبرعات كهذه تتحول إلى خردة. |
Bak, bizi yedek parça yaptılar. | Open Subtitles | سوية مع بقية قطع الغيار |
Bundan böyle yedek parça yok. | Open Subtitles | كما سبق وأن قلت لك لا مزيداً من قطع الغيار |
Yani bu cihaz bozulduğunda tamir etmek için gereken tek şey Toyota yedek parça bayiinden edineceğiniz yedek parçalar ve tamir yeteneği. | TED | لذلك فكل ما تحتاجه هو قطع غيار من سيّارة التويوتا والقدرة على إصلاح المصباح، وسيكون بإمكانك إصلاحه. |
Cevabı basit. Çünkü artık yedek parça üretimi yapmayacağız. | Open Subtitles | حقاً هذا بسيط لأننا لغاية اليوم لم نعد نستطيع تصنيع قطع غيار |
Büroyu arayıp yedek parça sipariş etmem yeterli. | Open Subtitles | اتصل بالمكتب وأطلب قطع غيار أمر سهل جدا حقا |
Mürettebat ve yolcu listelerini gemilerin şemalarını, silah ve yedek parça envanterlerini iste. | Open Subtitles | , وأطلبى منهم أن يرسلوا قوائم ركابهم وطاقمهم معكلتصميماتالسفن وقائمة بأي أسلحة أو قطع غيار موجودة |
Acaba yedek parça alıyor musunuz? | Open Subtitles | كنت اتسائل اذا كنتم تشترون قطع غيار احتياطية للسيارات |
Ben daha çok geçen hafta burada olan araba yedek parça dükkanına bağlantı hissediyorum | Open Subtitles | لأني أشعٌر أكثر بإتصال بِمخزن قطع غيار السيارات الذي كان هنا الأسبوع الماضي |
Buraya yedek parça almaya geldim ve gördüm ki benim bölgem senin olmuş. | Open Subtitles | جئت لأخذ قطع غيار لم أعلم أن هذه منطقتك |
- Doğru, ayrıcave yedek parça. | Open Subtitles | صحيح , و قطع غيار السيارات |
Şimdi ise sayenizde sadece yedek parça! | Open Subtitles | انه الآن فقط ... قطع غيار ! والفضل يعود لكِ |
General Grievous yedek parça olana kadar savaş devam edecek. | Open Subtitles | لكن القتال سيستمر حتى يصبح الجنرال (غريفس) قطع غيار |
Büyük bir gösteri, ama hiç yedek parça yok. | Open Subtitles | إستعراض غريب لا توجد قطع غيار |
yedek parça bekliyorlar. | Open Subtitles | يلزمها قطع غيار |
Kate'e yedek parça olmak için imal edilmişim. | Open Subtitles | لقد اُعددت في طبق لأكون " قطع غيار " ! ْ ( لكيت )ْ |
Bak, bizi yedek parça yaptılar. | Open Subtitles | سوية مع بقية قطع الغيار |
Doğa senin için yedek parça yeri sadece, değil mi? | Open Subtitles | الطبيعة عبارة عن مجموعة من قطع الغيار بالنسبة لك، أليس كذلك؟ |
Samsonite, Fillmore Oto yedek parça, ... - ... Sugarberry... | Open Subtitles | "سامسونايت"، " فيلمور أوتو بارتس |