Öğlen, yemek vaktinde, şans eseri şömine rafında, kazara bırakılmış üç şilin ve altı peni olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | في وقت الغداء لاحظت وجود 3 شلنات و 6 بنسات وضعت على رف الموقد. |
Yani yeni yıl öpücüğü, yemek vaktinde telefon konuşmaları bugün şunları şunları yedim muhabbeti... | Open Subtitles | اذاً قبلة السنه الجديدة مكالمات وقت الغداء "وشيء " هذا ما آكلت اليوم |
Sonra yemek vaktinde ırktan konuşurduk. | Open Subtitles | في وقت الغداء تكلمنا عن العرق |
yemek vaktinde hala burada olursan bir hamburger ayarlarım. | Open Subtitles | ان كنت لاتزال هنا وقت العشاء سوف احضر لك همبرجر |
Ben de hâlâ, insanları yemek vaktinde arayıp... ve saçmalıklarla neden canlarını sıktığını bilmiyorum, orospu çocuğu! | Open Subtitles | ولم أكن أعرف أنّ لا تزال لديهم وظيفة الأتصال بالناس في وقت العشاء ومضايقتهم، أيّها الداعر! |
- Hanna, yemek vaktinde olmaz. | Open Subtitles | "سبنسر". "هانا". إنه وقت العشاء. |
- yemek vaktinde evde ol. | Open Subtitles | أرجع للبيت في وقت العشاء! |