Annem,yemek yapmaya veya sandviç hazırlamaya bile yetersiz olduğundan , güzel doğayı uydurmuştur. | Open Subtitles | أمي الحلوة لم تكن لديها القابلية للطبخ أو حتى صنع الشطائر |
Başbakan hâlâ yemek yapmaya ve çimleri biçmeye vakit bulabiliyor mu? | Open Subtitles | هل تجد رئيسة الوزراء الوقت للطبخ والاعتناء بالحديقة؟ |
Ben gidip yemek yapmaya başlayacağım çünkü mutfak diğer tarafta. | Open Subtitles | سأذهب لإعداد العشاء, لأنّ ذلكَ سيكون في الغرفة المجاورة. |
Akşam için yemek yapmaya gönüllü oldum. Hazırlık yapıyordum. | Open Subtitles | لقد تطوّعتُ لإعداد العشاء لهذه الليلة، وأحاول تجهيز كلّ شيءٍ. |
Eğer bir psikopat seni yemek yapmaya zorlarsa, yanına sebzeli bir şey de yapmaya zaman ayırır mısın? | Open Subtitles | الأن , اذا كان هناك شخص مضطرب يجبرك على اعداد العشاء هل سيكون لديك الوقت لتعد أطباقا خاصة بالنباتيين ؟ |
Belli ki Sandra'yı yemek yapmaya zorlamadı. | Open Subtitles | من الواضح أنه لم يجبر (ساندرا) على اعداد العشاء لم تكن خائفة منه |
yemek yapmaya. | Open Subtitles | للطبخ |
yemek yapmaya. | Open Subtitles | للطبخ |
yemek yapmaya sen gönüllü olmuştun. | Open Subtitles | اعتقدت أنك تتوطعت لإعداد العشاء |
Biz de tam yemek yapmaya başlayacaktik. | Open Subtitles | نحن نستعدّ لإعداد العشاء |
Pekâlâ, yemek yapmaya gitmem lazım. | Open Subtitles | حسناً, سأبدأ في اعداد العشاء |