Olduğunuz Yer ve olmak istediğiniz yer arasındaki boşluğu sürekli kapatmayı istemektir. | TED | إنه بالطلب المستمر لردم تلك الفجوة بين مكانك الحالي و المكان الذي ترغب بالوصول إليه. |
Bu ayrılık bizi rahatsız etmemeli, sadece Yer ve zaman konusu. | Open Subtitles | لا يجب أن نتعكر من الرحيل, انها فقط مسألة وقت ومكان. |
O yüzden Yer ve zaman olarak müsait olduğunda ara. | Open Subtitles | لذا اتصل به عندما يكون بحوزتك المكان و الزمان |
Bunu yapmadan önce, güçlü Tanrı sayesinde sizin yanınızda olduğu için şükredeceğiniz başka bir Yer ve zaman olduğunu bilmeniz gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | قبل عمل ذلك أعتقد أنك يجب أن تعلم أنك في وقت و مكان اخر عليك أن تشكر الله |
Lobos'u mahkum etmemizi sağlayacak isim, Yer ve tarihleri bize kim verebilir? | Open Subtitles | من يمكنه ان يعطينا اسماء , اماكن و تواريخ لأدانة لوبوس ؟ |
Paleontologlar, insansılarla aynı Yer ve zamanda varolmuş olan mikroskobik canlıları daha yakından incelemeye başladılar. | TED | حيث بدأ علماء الحفريات بأنفسهم اعادة النظر بتمعن على الحيوانات المرافقة الدقيقة التي عاشت في نفس المكان والزمان الذي عاش به الانسان |
Bu meseleyi hemen şimdi tartışalım. Belki de doğru Yer ve zaman burasıdır. | Open Subtitles | دعنا نُجري تلكَ المُناقشة الآن هذا قد يكون الوقت والمكان المُناسب |
İleride birbirinizi istediğiniz Yer ve zamanda öldürürsünüz. | Open Subtitles | ربما يوجد وقتاً ومكاناً لِتقتِلا بعضكم ألبعض |
Bazı sahne, karakter, isim, iş, vaka, Yer ve olaylar dramatik gerekçeler sebebiyle hikayeleştirilmiştir. | Open Subtitles | لكن بعض المشاهد والشخصيات والأسماء والأعمال والحوادث والمواقع والأحداث قد تم تعديلها بشكل خيالي لأغراض درامية |
Yer ve mevki, şehirlerimizde şiddetin şekillenmesinde çok önemlidir. | TED | المكان والموقع يؤثران بشكل جوهري في تشكيل العنف في مدننا. |
Belki de Yer ve zaman açısından sonsuz bir evrende yaşıyoruz. | TED | من المحتمل أننا نعيش في كون لا متناه في كِلا الزمان و المكان |
Yer ve zamanı düşünmeden ne yapıyorsunuz siz böyle? | Open Subtitles | فكروا بالوقت و المكان قبل أن تقوموا بأشياء جنسية |
Maalesef Trevithick için Yer ve zaman yanlıştı. | Open Subtitles | لسوء حظ تريڤيثيك،كان الوقت و المكان غير مناسبين |
Hayır, kullanılan silahın kalibresi kurşunun girdiği Yer ve cesedin öldükten sonra taşınması profesyonel bir iş olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | لا، غيار المسدس المستخدم ومكان دخول الرصاصة ونقل الجثة بعد القتل، هذا كله يشير إلى أن هذا عمل محترفين. |
Yaşamın yeni hikâyelere kapı açmasını sağlıyor ve bu hikâyelerin Yer ve zamanını da belirleyebiliyoruz. | TED | لذا فإن ذلك لا يقتصر على جعل الحياة تحكي قصصاً جديدة، بل وتحديد زمان ومكان رواية هذه القصص. |
- Buluşmak için hazır olduğunda, parayı getireceğim... senin seçtigin bir Yer ve zamanda. | Open Subtitles | إذا كنتَ على إستعدادٍ للقاء ..سأحضر النقود في المكان و الزمان الذي تختاره أنت |
Onu bulmak için uygun Yer ve zaman. | Open Subtitles | إنه وقت و مكان متوقع لإيجاده |
Art arda üç Yer ve üç zaman belirledi. | Open Subtitles | هو اقترح ثلاثه اماكن و ثلاث مواعيد |
Ve onların üniversitede olmasını diledikleri şey çok basit, bir İnternet sitesi, onların en güvenli hissettikleri Yer ve zamanda kullanabilecekleri, ihbar seçeneklerinin açıkça belirtildiği, saldırıyı elektronik ortamda bildirebilecekleri, ilk başta onlara inanıp inanmama ihtimali olan biriyle gidip konuşmaktan onları koruyacak bir İnternet sitesi. | TED | والشيء الذي تمنوا وجوده في الجامعة آنذاك هو شيء بسيط جداً. أرادوا موقعاً على شبكة الانترنت، موقعاً يمكنهم استخدامه في المكان والزمان الذي اعتبروه الأكتر أمانا. وبوجود معلومات مكتوبة وبشكل واضح حول خيارات وكيفية الإبلاغ، مع القدرة على الإبلاغ بالإعتداء إلكترونياً بدلاً من أن تكون الخطوة الأولى هي الذهاب والتحدث إلى شخص قد أو قد لا يصدق ما يقولون. |
Pekala, ne olduğunu bulmak için elimizde Yer ve zaman bilgisi var. | Open Subtitles | حسناً لدينا الزمان والمكان ومن أجل معرفة الغرض |
Eğer buradan çıkabilirsem hayatımı nasıl değiştirdiğini sana anlatmam için bir Yer ve zaman bulacağım; | Open Subtitles | "لو خرجتُ من هنا يوماً، سأجد وقتاً ومكاناً لأخبرك..." |
Bazı sahne, karakter, isim, iş, vaka, Yer ve olaylar dramatik gerekçeler sebebiyle hikayeleştirilmiştir. | Open Subtitles | لكن بعض المشاهد والشخصيات والأسماء والأعمال والحوادث والمواقع والأحداث قد تم تعديلها بشكل خيالي لأغراض درامية |
Dekor, Yer ve her anlamda... böyle bir yerin boyunu aşacak kadar çok... düzüşme demek. | Open Subtitles | من عملية ممتازة فيما يتعلق بالديكور والموقع وكل مظهر آخر |
Gelenlere güvenli bir Yer ve yiyecek verilecektir. | Open Subtitles | نحن نُقدّم السّلامة والأمن. الطّعام والمأوى. |
Nasıl olduğu umurumda değil. Bir Yer ve birini bulacaksın. | Open Subtitles | لا يهمني كيف، لكن أعثر على مكان و شخص ما |