Ona talebini yerine getirmeye niyetim olmadığını söyle. | Open Subtitles | حسناً، أخبر القبطان بأني لست راغبه لتنفيذ لطلبه |
Benim adım Dedektif Lou Johnson, ...Morgan Donnelly cinayeti için tutuklama emrini yerine getirmeye geldim. | Open Subtitles | اسمي المحقق لو جونسون وأنا هنا لتنفيذ أمر اعتقال في قضية قتل مورجان دونللي |
Eğer bunu imzalarsak onun isteklerini yerine getirmeye hazır olduğunu bilmemiz gerekir. | Open Subtitles | ،إن وصلنا لتلك العلامة نحن بحاجة للمعرفة ما إن كنت مستعد لتنفيذ رغباتها |
Bana sorarsan, oraya gizli sahibinin arzularını yerine getirmeye gitmiştir. | Open Subtitles | لو تريد رأيي، فأظنها تذهب إلى هناك لتلبية رذيلة سرية. |
Ölümden sonra bile, görevlerini yerine getirmeye gemimizi batmaktan korumaya çalışacaklardı. | Open Subtitles | حتى و هم أموات، يسعون لتلبية مهمتهم ليجعلوا قاربنا أصلح للطفو |
Alman komutan da, Berlin'den gelen son emirleri yerine getirmeye hazırlanıyordu. | Open Subtitles | تنتظره فى البحر المفتوح ( فقد أستعد لتنفيذ أخر أوامر ستصدر له من ( برلين |
Talebinizi yerine getirmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | لست راغباً لتنفيذ طلبك |
Captain, belirli birkaç kelime söylendiği takdirde... - ...bir takım protokolleri yerine getirmeye programladı. | Open Subtitles | (الكابتن هانتر) برمجني لتنفيذ تعليمات بعينها استجابة لكلمات مفتاحية معينة |
Ölü hallerine rağmen geminin yüzmesi için görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | حتى و هم أموات، يسعون لتلبية مهمتهم ليجعلوا قاربنا أصلح للطفو |
Elindeki nesne için istediğin şartları yerine getirmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا جاهزة لتلبية شروطك بشأن الغرض الذي بحوزتك |