Yani şeftali, erik, kayısı, nektar ve kiraz; hepsi bir ağaçta yetişiyor. | TED | بحيث أن الخوخ والبرقوق والمشمش والنكتارين والكرز تنمو جميعها على شجرة واحدة. |
Temiz kalpli Güneyli bilgeliği buralarda ağaçta falan yetişiyor olmalı. | Open Subtitles | تنمو الحكمة الجنوبية على الأشجار قريباً من هنا، أليس كذلك؟ |
Tekrar gittiğimizde, yeni evler buluyoruz ve mısır yeniden yetişiyor. | Open Subtitles | عدنا إلى هناك وجدنا منازل جديد و الذرة تنمو من جديد |
Yiyecek genellikle bunun gibi küçük bahçelerde yetişiyor. | Open Subtitles | الطعام يزرع في الغالب في حدائق صغيرة مثل هذه أنت تعلم؟ |
Şimdi meşe palamudu meşe ağacıyla ilgili, tabi ki İbrahim ile ilişkilendirdiğimiz meşe ağacında yetişiyor. | TED | ان البلوط حتما مرتبط بشجرة البلوط الذي ينمو فيها .. والتي هي بدورها مرتبطة بالنبي إبراهيم |
Lifleri analiz ettik. Kanarya Adası çamı denilen ender bir ağaçtan, sadece Oregon'da yetişiyor. | Open Subtitles | أما الخشب فهو من شجرة صنوبر نادرة لا تنمو إلا فى ولاية أوريجون |
Ama uyuşturucu iyiydi. Yani,her yerde yetişiyor. | Open Subtitles | وكانت مخدرات جيدة أنا أقصد ، إنها تنمو في كل مكان |
Bir şans daha mı? Zehirli elmalar ağaçta mı yetişiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن التفاحات المسممة تنمو على الأشجار ؟ |
Gemi nakliye ücreti, ağaçta mı yetişiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أن مصاريف الشحن تنمو على الأشجار ؟ |
Şu tepenin üstünde bazı sihirli mantarlar yetişiyor. | Open Subtitles | هنا تنمو بعض الفطريات التي يكون لها مفعول سحري في التلال |
Pekâlâ, senin geldiğin yerde para ağaçlarda yetişiyor olabilir ama burada uğraması biraz daha zor oluyor. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ربما تنمو النقود على الأشجار في بلدك لكن من الصعب الحصول عليها هنا |
Pekâlâ, senin geldiğin yerde para ağaçlarda yetişiyor olabilir ama burada uğraması biraz daha zor oluyor. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ربما تنمو النقود على الأشجار في بلدك لكن من الصعب الحصول عليها هنا |
Eğer bulabilirsek ve işe yararsa. 750 metre yükseklikte yetişiyor. | Open Subtitles | إذا كان ذلك صحيحاً، فإن تلكَ الأشجار تنمو على إرتفاع 750 متر. |
Burada olan şey, vekillerin savaşı, ...ama ne yazık ki, Bayan Florrick, Bay Tripke, ...Zehirli Ağacın Meyvesi* Chicago'da yetişiyor. | Open Subtitles | المسألة هنا هي مسألة خلاف في الوكالة ولكن للأسف يا سيدة فلوريك ويا سيد تربك فإن الشجرة المسمومة تنمو في شيكاغو |
Sana göre bunlar ağaçta yetişiyor sanki. | Open Subtitles | وكأنك تعتقد أن هذه الأشياء تنمو على الأشجار أو ما شابه |
Nesli tükenmekte olan bitkiler listesinde. Sadece çeşitli bölgelerde yetişiyor. | Open Subtitles | أنها على لائحة النباتات المهددة بالأنقراض تنمو في بعض المناطق المعينة |
Soya fasulyesi ve mısırla başlayacağız. En hızlı onlar yetişiyor. | Open Subtitles | سنبدأ بفول الصويا والذرة، إنها تنمو سريعاً |
Centella asiatica dünyada pek çok farklı habitatta --- Afrika'da, Asya'da --- yetişiyor. Bu bitki, Madagaskar'da, 1940'larda cüzzam denen korkunç hastalık için çözüm bulunmasında çok yararlı olmuştur. | TED | تنمو سنتيلا اسياتيكا بالعالم كله بعدة بيئات مختلفة — بأفريقيا وآسيا — وكانت هذه النبتة أداة لتوفير علاج ضد المرض الرهيب المسمى بالجذام بمدغشقر في الأربعينيات. |
Tüm kış yetecek kadar havuç ve turp yetişiyor. | Open Subtitles | يزرع ما يكفي من الجزر واللفت إلى آخر فصل الشتاء |
Afyon burada yetişiyor. | Open Subtitles | "الأفيون يزرع هنا". |
Bu mantar, Washington eyaleti, Oregon, Kuzey Kaliforniya ve Britanya Kolumbiyası'nda yetişiyor ve Avrupa'da soyunun tükendiği düşünülüyor. | TED | هذا الفطر ينمو في ولاية واشنطن، أوريغون شمال كاليفورنيا، كولوبيا البريطانية، والآن من المعتقد انقراضه في أوروبا |
yetişiyor! | Open Subtitles | إنه يقترب منا, علينا أن نضلله |
Sizce Stanley gibisi ağaçta mı yetişiyor? Hayır, yetişmiyorlar. | Open Subtitles | أتعتقدون أن " ستانلي " ينبت على شجرة ؟ |