Vaktimi senin ve eski koçum gibi donat.. ...yiyerek harcamayacağım. | Open Subtitles | و لن أضيع حياتي بأكل الدونات مثلك و مدربي السابق |
Söyle bana, sence birini yiyerek onun gücünü almak mümkün müdür? | Open Subtitles | أخبرني، هل من الممكن أن تأخذ قوة أحد ما بأكل لحمه؟ |
Ve sonuç olarak 1 milyondan fazla Kuzey Koreli kıtlık süresince açlıktan öldü ve bir çoğuda ot, böcek ve ağaç kabuklarını yiyerek hayatını sürdürdüler. | TED | وإنتهت بوفاة أكثر من مليون شمال كوري في المجاعة، ولم ينجُ البقية إلا بأكل العشب والحشرات ولحاء الأشجار |
- Bazen de geceleri yumurta yiyerek. | Open Subtitles | وأحياناً يقوم بتناول البيض في الثامنة مساءً |
Önüne çıkanı yiyerek, ağaçlar arasında kıvrılıyordu. | Open Subtitles | ,كانت تتلوّى بين الأشجار وتأكل كل شيء في طريقها |
Tüm bu parayı oturarak, televizyon izleyerek ve yemek yiyerek mi kazandın? | Open Subtitles | كسبت كل هذا المال من الجلوس ومشاهدة التلفاز وأكل الطعام؟ |
Ben de iyi bir insan olup domuz eti yiyerek yorumlayamaz mıyım? | Open Subtitles | ألا يمكن أن يكون لدي تأويل خاص حيث أكون طيباً وآكل لحم الخنزير؟ |
Ve Fısıh bayramını hamursuz ekmek yiyerek kutlamamızın sebebi Musa'nın İsrailoğulları'nı Mısır'dan çıkarmasını anmaktır. | Open Subtitles | ولهذا نحتفل بإجازة عيد الفصح بأكل خبز الفطير قاد أطفال إسرائيل من مصر |
Kendimi iyi hissetmedim ve bunu daha fazla dondurma yiyerek bastırmaya çalıştım. | Open Subtitles | ولم تكن حالتي جيدة وكنت أتغلب على هذا الشعور بأكل آيس كريم أكثر |
Görünen o ki insan eti yiyerek, hayatta kalabiliyorlar. | Open Subtitles | كأنما يستطيعون البقاء بأكل اللحمِ الإنسانيِ. |
Adam 360 kiloya tonlarca suşi yiyerek gelmedi. | Open Subtitles | إنه في غيبوبة على الأقل منذ 24 ساعة الرجل لم يصل إلى وزن 600 باوند بأكل السوشي |
Ama şimdi sağlığımı çöplükten yiyerek tehlikeye atmıyorum. | Open Subtitles | لكن الآن لن أخاطر بصحتي بأكل طعام القمامة |
Fakat sizin soluyarak ancak 14 yılda aldığınız miktarı bir inek ot yiyerek bir günde alabilir. | Open Subtitles | واستنشاقها ولكنك سوف تستغرق 14 عام لاستنشاق كمية ديوكسين كما تبتلعه بقرة بتناول العشب في يوم واحد. |
- Bir garson haftada birkaç kez Boşver'in Karışığı'nı yiyerek şişmanladığını iddia ediyor. | Open Subtitles | -هناك نادلة تعمل هناك تدعي أن بتناول "سيكيبس سكرامبل" عدة مرات أسبوعياً يجعلها بدينة |
Bu vücuda tatlı yiyerek sahip olamazsın. | Open Subtitles | لا نحافظ على هذه الهيئة بتناول التحلية |
Burada oturup bunları yiyerek TV izlemenize izin vermemişlerdir. | Open Subtitles | حصلت على الترخيص للمجيء في هنا وتأكل غذاء هؤلاء الناس ويشاهدون تلفزيونهم؟ |
Hayatımın geri kalanını, protestocuları protesto ederek, ve turta yiyerek geçiremem. | Open Subtitles | لا أَستطيعُ تمضية بقية حياتي بـ الإحتجاجاتِ وأكل الفطيرةِ. |
"...çünkü ben evde oturup, bonbon yiyerek ayak tırnağımı keseceğim." | Open Subtitles | لأنني أريد أن أجلس في البيت وآكل ... . وأقصص أظافر قدمي |
Biliyor musun, sanırım hayatımın kalanını... onları öldürüp, yiyerek geçireceğim. | Open Subtitles | هل تعلم يا أيتشي أنا اعتقد اني أستطيع ان أكمل حياتي في قتل و أكل أكبر عدد منهم |
Ve, biraderlerim daha iyi oldum Hindistan cevizleri, tostlar ve etli yemekler yiyerek. | Open Subtitles | ومع الوقت تحسنت أكثر وأكثر وبدأت أتناول وجبات دسمة من البيض والتُوست وشرائح اللحم |
Çok tortellini yiyerek. | Open Subtitles | وانا أكل كميات كبيرة من التورلينى |
Öylesine kararlı ve saldırgan bir soy ki ana rahminin içinden kendi annelerini yiyerek doğdukları söylenir. | Open Subtitles | من سلالة عنيدة وخبيثة وكما يقال فهم يتغذون على أمهاتهم قبل ولادتهم وهم بداخل الرحم |
Bu "Yıldızlarla süslü pankart". Hem de yemek yiyerek ve listerine içerek yapılandan. | TED | هذا هو "شعار نجمة لامعة" من خلال تناول الغداء بالأضافة الى شرب الليسترين. |
Bütün pencerelerimin macunlarını yiyerek düşmelerine neden olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل معجون النّوافذ الموجود في جميع ألواح نوافذي، التي سقطط جميعها فوراً. |
Vay, Gretchen, tokat yiyerek arayı iyi toparlıyormuşsun. | Open Subtitles | عجباً يا (غريتشن)، تعقدين الصدقات بكلّ مكان؟ |
Savaşlarına, ölü yada diri olmaksızın düşmanlarını yiyerek son veren kişi. | Open Subtitles | ينهي معاركه بإلتهام أعداؤه، أمواتاً أو أحياء |