Şimdi de L.A.'deki polislerin yarısından kaçarken bir minivan'ın arkasında burger mi yiyorsun? | Open Subtitles | والآن تأكل الهامبرقر في سيارة ميني فان, هاربا من نصف شرطة لوس انجليس |
Çünkü çiğ et yiyorsun, küvete sıçıyorsun ve her şeyi mahvediyorsun. | Open Subtitles | لانك تأكل اللحم الني وتتغوط في الحوض وانت تدمر كل شيء |
Şu an bir hastanedesin, rezil yemekler yiyorsun, ...seni iktidarsız yapacak, saçını kaybettirecek, ...ya da memelerini büyütecek ilaçlar alıyorsun. | Open Subtitles | انت في مستشفى تأكل طعام سيء يتم تجربة عقاقير عليك سوف تجعلك عاجزاً او تفقد شعرك او ينمو لك ثديان |
Söylediğin o kötü şeyler yüzünden kendini kötü hissettiğin için mi pasta yiyorsun? | Open Subtitles | هل تأكلين الكعك لأنك تشعرين بالأسى ـ بخصوص ما قلتِه لي سابقاً ؟ |
Canını sıkan bir şey varsa üç patates birden yiyorsun sadece. | Open Subtitles | أنتِ لا تأكلين ثلاثة في المرة الواحدة إلا عندما يُزعجكِ أمر ما |
sen ne egzersiz yapıyorsun ne bal yiyorsun ne süt içiyorsun yorulursun tabi | Open Subtitles | أنت لا تؤدّ تمرينات ، ولا تتناول اللوز ولا الزبد أو اللبن |
Wow, küçük bir kadın için sen çok abur cubur yiyorsun. | Open Subtitles | نجاح باهر، وللمرأة قليلا، كنت تأكل الكثير من غير المرغوب فيه. |
Sana hep sormak istemişimdir, geceleri neden yemek yiyorsun? | Open Subtitles | كنت دوما ً أريد أن أسألك , لم َ تأكل في الليل ? |
Sanki yarın bir şey kalmıyacak gibi yiyorsun. | Open Subtitles | المفروض أنك بطل ، أنت تأكل و كأنه لا يوجد غد ، هكذا هو استمر |
Baba neredeyse üç hafta oldu. Ne dogru düzgün bir sey yiyorsun ne de uyuyorsun. | Open Subtitles | أبي، لقد مرت ثلاثة أيام وأنت بالكاد تأكل أو تنام |
Fıstık ezmemi, iğrenç parmaklarınla mı yiyorsun sen? | Open Subtitles | هل تأكل زبدتي من العلبة بأصابعك المقرفة؟ |
Hey, fırça-kafa. Tam bir saattir o şeyi yiyorsun. | Open Subtitles | أنت يا ذا الشعر المنفوش ، كنت تأكل هذا لمدة ساعة كاملة |
8 yaşında gibi yiyorsun ama Bay Sert Vücut'a benziyorsun. | Open Subtitles | تأكل مثل طفل في الثمانية, ومظهرك مثل سيد "جسم صلب". |
Yakında muza dönüşeceksin, sürekli meyve yiyorsun. | Open Subtitles | ستتحولين إلى إصبَع موز, أنتِ لا تأكلين إلّا الفاكِهة. |
Sonra bütün hapları içiyorsun. Hiç biftek yemiyorsun. Sonra günde altı biftek yiyorsun, on iki bardak su içiyorsun. | Open Subtitles | ثم لا تأكلين قطع لحم أبداً ثم ست قطع باليوم، و 12 كأس من الماء يومياً |
Ağzının içinde erkek dili istemiyorsun ama onu yiyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تقبلين لسان شاب في فمك و سوف تأكلين هذا ؟ |
Artık kahvaltıda domuzlu çizburger mi yiyorsun? | Open Subtitles | تتناول الآن شطيرة اللحم بالجبن على الافطار , صحيح؟ |
Geçmişte yaşanmış bir olayı anmak için bir hayvanı öldürüp yiyorsun. | Open Subtitles | أنت تقتل حيوانا و تأكله من أجل الاحتفال بذكرى قديمة |
Annemin oturma odasında oturup, hem Alman yemeği yiyorsun hem de benzin kokuyorsun. | Open Subtitles | تجلسين في منزل أمي تتناولين طعاماً ألمانياً ورائحتكِ بنزين |
Bütün balık parçalarını sen yiyorsun, onlara da pilavları veriyorsun demek. | Open Subtitles | لقد أكلت كل الطعام الجيد وأبقيت الرز ليأكله الأطفال فقط |
Dur ama sen sadece üstteki kremadan yiyorsun. Tüm katlardan koca bir ısırık almalısın. | Open Subtitles | مهلاً, لم تأكلي سوى القشدة المخفوقة يجب أن تأكلي من كل الطبقات |
Bir kadehe bok gibi para harcayıp içinde mısır gevreği yiyorsun ama parayı ödeyerek bizi mafyadan kurtarmıyorsun. | Open Subtitles | انفقت الكثير من المال على كأس ستأكل فيها حبوب الافطار ... ولكن لم تريد انقاذنا بدفع المال للعصابة ؟ |
- Ve yiyorsun. - Çikolata şeysini sevmedim. | Open Subtitles | ثم تأكلها لكنى لا أحب هذا النوع من الشيكولاتة |
Ama siz buna dönüştünüz işte. Burada oturmuş yengeç yiyorsun. | Open Subtitles | و لكن هذا ما غدوتم عليه تجلسون هنا و تأكلون الكركند |
Her sabah kahvaltıda kök hücre falan mı yiyorsun? | Open Subtitles | أتأكل وعاء من الخلايا السلالية كلّ صباح؟ |
Takıntılı bir halde yemek yiyorsun | Open Subtitles | نحن قلقون بأنّك قَدْ تَأْكلُ بِقلقٍ شديد. |
Bak, Rasputia, son günlerde oldukça fazla yiyorsun... o yüzden büyük bir ihtimalle... | Open Subtitles | حسنا, تعلمين راسبيوشا ,انت تاكلين كثيرا مؤخرا |
Diyorum ki İtalya'da yaşıyorsun Dickie'nin evinde kalıyorsun, Dickie'nin yemeğini yiyorsun onun giysilerini giyiyorsun. | Open Subtitles | لقد كُنت اقول بأنك في ايطاليا تقطن في منزل ديكي , وتأكل من أكله ترتدي ملابسه و تُنفق من مال والده |
Sütümüz de var ama onu da patlamış mısırla yiyorsun. | Open Subtitles | أو هناك حليب، ولكنك تتناوله مع الذرة |