ويكيبيديا

    "yoğundur" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كثافة
        
    • كثيف
        
    • منطقة عالية
        
    • كثيفة
        
    Kara cüceler güneşimizden milyonlarca kat daha yoğundur. Open Subtitles الاقزام السوداء اكثر كثافة من شمسنا بـملايين المرات
    Bu ormanlar, geleneksel ekimle karşılaştırıldığında 10 kat daha hızlı büyür, 30 kat daha yoğundur ve 100 kat daha fazla biyoçeşitliliğe sahiptir. TED هذا النوع من الغابات بالمقارنة مع المزارع العادية تنمو أسرع بمعدل 10 أضعاف وأكثر كثافة بمعدل 30 ضعفاً وتمتاز بتنوع حيوي أكبر يعادل 100 ضعف.
    Sülfür heksaflorid gazı havadan daha yoğundur. Open Subtitles غاز فلوريد الكبريت أكثر كثافة من الهواء
    Beyaz cüce oldukça ilginç bir cisimdir. İnanıImaz bir şekilde yoğundur. Open Subtitles لا يتبقّى سوى لُبّ كثيف شديد الحرارة
    Çok yoğundur. Open Subtitles إنه كثيف جدا جدا
    Çok yoğundur. Kurşundan 10 kat daha yoğundur. Open Subtitles إنها منطقة عالية الكثافة وتبلغ 10 أضعاف كثافـة الرصاص
    40'lı yaşlardaki kadınların üçte ikisinde meme dokusu yoğundur bu nedenle mammografi onlar için işe yaramıyor. TED ان ثلثي النساء في الاربعينيات من اعمارهم تتشكل اثدائهن من انسجة كثيفة مما يجعل التصوير الماموغرافي غير فعال معهن
    Doğru, kan kurşundan daha yoğundur. Open Subtitles نعم والدم اكثر كثافة من الرصاص
    Gerçekte atomun bütün kütlesi çekirdeğin içinde olduğundan -- şimdi, elektronlarda biraz kütle bulunmaktadır, ancak çoğu çekirdektedir -- çekirdek ne kadar yoğundur? Doğrusu cevap çılgıncadır. TED بما أنه عمليا كل كتلة الذرة هي النواة - الآن، هناك مقدار من الكتلة في الإلكترونات، ولكن معظمها في النواة - ما مدى كثافة النواة؟ حسنا، الجواب جنوني.
    Bu bazı noktalarda o kadar yoğundur ki Open Subtitles كثافة هائلة في بعض الأماكن
    Aşağıda duman yoğundur. Open Subtitles الدخان كثيف جدًّا بالأسفل.
    Lutesyum yoğundur Walter. Open Subtitles لكنّ اللوتيشيوم كثيف يا (والتر)
    Bu bölge öylesine yoğundur ki foton, sürekli Hidrojen ve Helyum atomları gibi diğer parçacıklarla çarpışır. Open Subtitles وهي منطقة عالية الكثافة حيث يصطدم الفوتون باستمرار بالجسيمات الأخرى كالهيدروجين والهيليوم
    O kadar yoğundur ki, içine dahi girilemez. TED إنها كثيفة جداً لدرجة لا يمكن العبور من خلالها
    Ağ o kadar yoğundur ki tek bir ayak izinin altında yüzlerce kilometrelik miselyum bulunabilir. TED فالشبكة كثيفة لدرجة إمكانية وجود مئات من الكليومترات من الغزل الفطري تحت كل موطىء قدم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد