Uygulayacağım Addison tedavisi büyük ihtimalle böbreklerinden kalanları yok edecek. | Open Subtitles | سأبدأ بعلاج داء أديسون مما سيدمر ما تبقى من كليتيك |
Son iki dakika uyarısı. Bu gemi iki dakika içinde kendisini yok edecek. | Open Subtitles | هذا تحذير الدقيقتان، هذه السفينة ستدمر نفسها بالظبط بعد دقيقتان |
Bir Büyülüyü yok edecek gücünüz yok. Benim yardımım olmadan. | Open Subtitles | أنت لا تملك القوة لتدمير المسحورات ليس من دون مساعدتي |
Gezegeni yok edecek büyük bir uzay gemisi inşa edeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أبني محطة فضائية عملاقة التي بإمكانها تدمير كوكب |
Gezegen birkaç saat içerisinde kendini yok edecek. | Open Subtitles | هذا الكوكب سيدمّر نفسه ذاتيًا في غضون ساعات. |
Çevirilerimin sonucu, bir köyü yok edecek büyük bir seli önceden haberdar ettim. | Open Subtitles | كنتيجة , لترجماتي , تنبأت بـ فيضان عظيم من شأنه أن يدمر قرية |
Şimdi de kalkmış dünyayı yok edecek adamlarla birlik olmuşsun. | Open Subtitles | ثم قمت بتشكيل فريق معهم لإنتاج الطاعون الذي سيدمر العالم |
Broly tatmin olan kadar tüm evreni yok edecek. | Open Subtitles | سيدمر و يقتل كل شئ , ثم نبنى عالمنا الخاص |
Bunun gibi güçler yaratmak ve diğer insanlara bu güçleri vermek dünyayı yok edecek. | Open Subtitles | , تكوين القدرات , اعطاءها للناس سيدمر هذا العالم |
Gemi on saniye sonra kendisini yok edecek. | Open Subtitles | هذه السفينة ستدمر نفسها بالظبط بعد عشر ثوانى |
Microsoft Apple'ı yok edecek. | Open Subtitles | مايكروسوفت ستدمر أبل لا يمكنك الوثوق بهم |
Sonunda biz bir şey yapmadan kendi kendini yok edecek. | Open Subtitles | في نهاية المطاف، ستدمر نفسها بنفسها بدون مساعدتنا. |
Milyarlarca kilometre öteden bir gezegeni yok edecek, hiç görmediği milyarlarca insanı öldürecek bir tuş. | Open Subtitles | كبسة زر لتدمير الكوكب عن بعد لقتل اناس لم يسبق لك معرفتهم |
Bütün gezegenimizi yok edecek kadar nükleer silah ürettiler. | Open Subtitles | لقد مخزون صواريخ نووية كافية لتدمير كوكبنا بأسره، |
ama yine de kaygılanmadık. Bilirsiniz gezegeni yok edecek patlama değildi. | TED | لكنني بالمناسبة لم أكن قلقا، حول، تعرفون الانفجار الذي يسبب تدمير الكوكب. |
Yakın bir zamanda gök taşları bu krallığı yok edecek. Seni de bu krallıkla birlikte. | Open Subtitles | قريبًا سيدمّر وابل النيازك هذه المملكة ويدمّرك معها |
Birkaç dakika içinde, dünyanın gördüğü en büyük patlamalardan biri, adamı ve bütün yaptıklarımı, sonsuza dek, yok edecek. | Open Subtitles | خلال بضعة دقائق إنفجار , لم يعرفه العالم من قبل يدمر جزيرتى وكل ما عليها |
Ne yapcağımdan korkuyorsunuz ki? Dünyayı yok edecek bir suçlu robot ırkı üreteceğimden mi? | Open Subtitles | أن أصمم سلالة من الرجال الآليين المجرمين الذين سيدمرون الارض؟ |
Gemi tam olarak iki dakika 45 saniye sonra kendisini yok edecek. | Open Subtitles | هذه السفينة سوف تدمر نفسها بالظبط بعد دقيقتان و 45 ثانية |
Çok etkileyici Majesteleri. Onu yok edecek misiniz? | Open Subtitles | فاعلية كبيرةفخامتك هل ستقوم بتدمير الارض؟ |
Bu, Avrupa'da, kara delik yaratıp, evreni yok edecek şey, değil mi? | Open Subtitles | أليس ذلك الشيء الذي في أوروبا والذي سيكون ثقب أسود ويدمر الكون؟ |
Eğer bu savaş devam ederse, bu krallığı yok edecek ancak daha da önemlisi kızımın ruhunu yok edecek. | Open Subtitles | وإن استمرّت الحرب فستدمّر المملكة والأهمّ مِنْ ذلك ستدمّر روحها |
Eger burada uykuya dalarsan, bir kaç düzine kizgin emekli seni o göz zimbirtilariyla yok edecek. | Open Subtitles | ان نمت هنا سيدمرك حشد من المتقاعدين الغاضبين بالأشياء المرعبة التي تخرج من عيونهم |
Eğer Amerikalılar kaçmazsa, İkarus onları yok edecek. | Open Subtitles | اذا لم يهرب الامريكان ايكاروس سيدمرهم |
Sadece senin yalnızlığını yok edecek birini bulup getirebilirsin. | Open Subtitles | احتمال تستطيعين إحضار أي أحد لتقضي على وحدتك |
Bizi yok edecek bişey değil Gideyim | Open Subtitles | ليس لتدميره. أنت أروع فتاة كنت أعرف من أي وقت مضى. أذهب فلدي. |