Bu Birşeyleri yok etmekten hoşlanıyor. Ne almamız gerektiğinden emin değilim. | Open Subtitles | .هذا الطفل يحب تدمير الأشياء .لستُ متأكداً إذا كان ذلك يساعد |
Augmentin, bağışıklık sistemini yok etmekten daha güvenli. | Open Subtitles | تزويد خلاياها البيضاء أكثر أماناً من تدمير جهازها المناعي |
Nolan eğer o programı yok etmekten başka bir şey yaptığını öğrenirsem seni yalnızca kovmakla kalmam. | Open Subtitles | نولان إذا ما إكتشفت أنك قمت بأي شيء غير تدمير ذاك البرنامج فأنا لن أطردك فقط |
Eğer kaçtıysa bizi yok etmekten onu alıkoyan şey nedir? Daha doğrusu alın teri döktüğümüz her şeyi yok etmekten? | Open Subtitles | إن فرّت، فماذا سيمنعها من تدميرنا بالواقع، تدمير كل ما عملنا لأجله؟ |
Bulması oldukça zordu. Onu yok etmekten bile. | Open Subtitles | كان صعباً إيجاده حتـّى أصعب من تدميره. |
Böyle zamanlarda kötülüğü yok etmekten başka seçim şansımız olmaz. | Open Subtitles | في هذه الأوقات لا خيار لدينا غير استبعاد الشر |
Yani şeytanî üvey kardeşimi yeryüzü dünyasını yok etmekten alıkoyacağım. | Open Subtitles | إذاً سأمنع أخي غير الشقيق من تدمير عالم السطح |
Ayrıca hayatını mahveden havayolu şirketini yok etmekten daha iyi ne yapabilir ki? | Open Subtitles | و أي طريقة أفضل لها من تدمير الخطوط الجوية التي تعتقد أنها دمرت حياتها؟ |
- Şehirleri yok etmekten bahsediyoruz. O kadar da ilgisiz değil. | Open Subtitles | أنتِ تتكلمين عن تدمير مُدن، هذا ليس مختلفًا كُليًّا. |
Dinsiz Rollo'nun aklında Paris'i ve İmparator'unu yok etmekten başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ... لأنه لا يوجد في رأس الكافر رولو غير حلم تدمير باريس والامبراطور |
Bu, radarı komple yok etmekten daha değerli bir şey değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا أكثر قيمةً من تدمير اللاسلكي نفسه؟ |
Her şeyi geçtim, kanıtı yok etmekten suçluyum. | Open Subtitles | الآن، في أقلّ الأحوال، إنّني مُذنبةٌ جرّاء تدمير الأدلّة. |
Bedenim sadece hırslı bir makine değildi artık şimdi kendi makinemin hızını ve etkinliğini desteklemek için daha fazla makine yaratma amacındaki çılgın arayışta, diğer kadınların bedenlerini yok etmekten sorumluydum. | TED | وجسدي لم يعد ماكنة مدفوعة فقط ولكنه أصبح مسؤولا الآن عن تدمير اجسدة النساء الأخريات في سعيها المجنون لكسب المزيد من الآلات لدعم سرعة وكفاءة جهازي. |
Amcamı yok etmekten başka birşeyler düşünmeni yeğlerim | Open Subtitles | أفضل أن تفكري بشئ أفضل من تدمير عمي |
Görüyorsun ya, bu gezegeni ve sana yakın olan şeyi yok etmekten başka bir şey istemeyen... ..bayağı kötü yaratıklar var. | Open Subtitles | ...أترين,هناك بعض المخلوقات الشريرة بالخارج هناك والتي لا همّ لها سوى تدمير هذا الكوكب وكل عزيز عليك |
Bu gemiyi yok etmekten bahsediyorsunuz ama... Asgard'ın bilgi tabanını feda edemeyiz. | Open Subtitles | إن كنت تتحدث عن تدمير السفينة، لا يمكن أن نضحي بمعارف الـ(آزغارد) |
Temizlemekten farklı bir şey, kanıtları yok etmekten farklı bir şey. | Open Subtitles | الـأمر أكثر من نظافة، أو تدمير للـأدلة. |
Kimse bir kere bile bizi yok etmekten bahsetmedi. | Open Subtitles | ولم يخطر ببال أحد فكرة تدمير "الشعبة" ولو للحظة |
Sen de benimle evlenmeyeceğine göre... Agrabah'ı yok etmekten başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | وبما أنّك لن تتزوّجيني، فلا أجد خياراً سوى تدمير "آجرباه" |
Bulması oldukça zordu. Onu yok etmekten bile. | Open Subtitles | كان إيجاده صعباً حتـّى أصعب من تدميره. |
Eğer içinde bir şey varsa... ..onu yok etmekten ziyade tahrik edip kışkırtabiliriz. | Open Subtitles | ... اذا كان هنالك شيء بداخله فمن الممكن ان نقوم باغضابه وتهييجه بدل تدميره |
Böyle zamanlarda kötülüğü yok etmekten başka seçim şansımız olmaz. | Open Subtitles | في هذه الأوقات لا خيار لدينا غير استبعاد الشر |