O zaman benim ayrılmamın da bir ilgisi yok sanırım. | Open Subtitles | ثم أعتقد أنه ليس لديها ما تفعله معي المغادرة، إما. |
Bunu daha fazla ertelemenin artık bir anlamı yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس هناك مغزى من اعتمار هذه بعد الآن. |
Oturma odasının ortasında soyunmaman için bir neden yok sanırım. | Open Subtitles | بالتأكيد. أعتقد أنه ليس هناك سبب يمنعك من خلع ملابسه هنا في غرفة المعيشة |
Bu koca başarısızlığımın da garajda durmamasının imkânı yok sanırım. | Open Subtitles | اظن بأنه لا أستطيع تجنب وضع هذا الفشل الكبير في المرأب |
Bu koca başarısızlığımın da garajda durmamasının imkânı yok sanırım. | Open Subtitles | اظن بأنه لا أستطيع تجنب وضع هذا الفشل الكبير في المرأب |
Kuru üzümlü küçük ekmekler için hiç vaktin yok sanırım. | Open Subtitles | أظن أنه لا يوجد لديكش وقت لبعض خبز الزبيب المحمص |
Asıl öldürülmek istenenin Nick olduğunda şüphe yok sanırım? | Open Subtitles | أفترض أنه لا يوجد شك من أن الضحية "المفترضة كانت "نيك |
Atıcımız yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدينا ظهير رباعي |
Lelouch ile doğrudan karşılaşmaktan başka çarem yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدي خيار سوى أن أواجه ( ليلوتش ) مباشرةً |
Artık başka seçeneğim yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدي خيار الآن |
Kıpırdama dememe gerek yok sanırım. | Open Subtitles | أظن أنه لا يجب عليّ أن أقول لكَ بأن تبقى ثابتا |
Bilmiyorum ki. Şu ara yok sanırım. | Open Subtitles | ،لا علم لدي حالياً أظن أنه لا يملك |
Asıl öldürülmek istenenin Nick olduğunda şüphe yok sanırım? | Open Subtitles | أفترض أنه لا يوجد شك من أن الضحية "المفترضة كانت "نيك |
Fakat başka da yolu yok sanırım. | Open Subtitles | حسنٌ، أفترض أنه لا مهرب من هذا |