ويكيبيديا

    "yol bulmaya" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إيجاد طريقة
        
    • أجد طريقة
        
    • يتمثل تحديهم
        
    • يجدوا طريقة
        
    • لإيجاد طريقة
        
    • اجد طريقة
        
    • ايجاد وسيلة
        
    Satır satır gidebilir daha kısa bir yol bulmaya çalışırım. Open Subtitles يمكنني أن أراجعه سطر سطر و أحاول إيجاد طريقة أقصر
    Satır satır gidebilir daha kısa bir yol bulmaya çalışırım. Open Subtitles يمكنني أن أراجعه سطر سطر و أحاول إيجاد طريقة أقصر
    Hayatımın son 20 yılında bunu başarmak için bir yol bulmaya çalıştım. TED إيجاد طريقة لتحقيق ذلك هو ما كنت أعمل عليه طوال العشرين عامًا الماضية من حياتي.
    Bunun beni tüketeceğini anladığımda daha ilk zamanlardı, bende insanların beyinlerini bağışlamaları için başka bir yol bulmaya karar verdim. TED وبما أنني جديد علي هذا العمل بدأت أنزعج منه، قررت أن أجد طريقة أخرى أن أقنع الناس أن يتبرعوا بأدمغتهم لأجل هذا البحث.
    Hem seninle gelip, hem de keyif almamı sağlayacak bir yol bulmaya karar verdim. Open Subtitles لقد قررت أن أجد طريقة يمكني بها أن أحظى بهذه التجربة وأستمتع بها
    Uğultulu rüzgâr ve ince oksijenli havada volkanın içine giden bir yol bulmaya çalışacaklar. Open Subtitles بأجواء يملأها هزيز الرياح ،وفقر الأكسجين يتمثل تحديهم بالعثور على منفذ إلى البركان بحد ذاته
    Batı Şeria alanını anlaşmaya sokmak için bir yol bulmaya çalışıyorlardır. Open Subtitles أنا واثق من أنهم يحاولون يجدوا طريقة للضغط على أكثر مستوطنات الضفة الغربية إلى الاتفاق.
    Oğlunu vermemen için beraber bir yol bulmaya çalışamaz mıyız? Open Subtitles لإعادة بناء حياتهم ألا يُمكننا العمل معاً؟ لإيجاد طريقة لإبقاء إبنكِ ؟
    Bunu açıklamak için bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles انا احاول ان اجد طريقة لاشرح الامر
    Biri bana bu aletin ne olduğunu tam olarak söyleyince açmak için bir yol bulmaya çalışsak mı karar vereceğim. Open Subtitles عندما استمع الى احدهم ليخبرني بشكل قاطع ما هو الجهاز سوف أقرر حينها ما اذا كان ينبغي لنا محاولة ايجاد وسيلة لتشغيله
    Kendini iyi hissetmesi için bir yol bulmaya çalışıyorum. Tamam mı? Open Subtitles أحاول فقط إيجاد طريقة لأجعله يشعر بالرضا عن نفسه
    Para kazanmak için başka bir yol bulmaya kara verdim. Open Subtitles وكان علي إيجاد طريقة أخرى أجني بها المال
    Ve hatta, aslında senle yaşamak için... bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles ومع ذلك تعقيدات محاولة إيجاد طريقة ما للعيش معك حقاً
    Ne dersin, geçen binlerce yılı ve senin türünle benimki arasındaki nefreti unutsak ve bir orta yol bulmaya çalışsak? Open Subtitles ما رأيك أن نضع خلافات ألف سنة بين نوعينا جانبا و نحاول إيجاد طريقة للخروج معا ؟
    Kaçtığım onca zaman boyunca yaptığım şey geri gelmek, hayal kırıklığına uğrattığım insanlarla yüzleşmek ve hatalarımı telafi etmek için bir yol bulmaya çalışmak oldu. Open Subtitles ما فعلتُه كلّما كنت أهرب كنت أعود وأواجه كلّ الذين خيّبت ظنّهم وأحاول إيجاد طريقة للتعويض عن أخطائي
    Sanattan uzak geçen üç yılımı düşündüğümde, hayallerimden uzakta, hayatı akışına bırakmış halim, hayallerime devam etmek için farklı bir yol bulmaya çalışmak yerine sadece bıraktım, vazgeçtim. TED عندما أتذكر الثلاث سنوات التي قضيتها بعيداً عن الفن بعيداً عن حلمي و بدلاً من محاولة إيجاد طريقة مختلفة لمواصلة هذا الحلم قمت فقط بالإستسلام.
    Onun tekrar çalışmasını sağlayacak bir yol bulmaya çalışın. Open Subtitles حاول إيجاد طريقة لجعل هذا يعمل مرة أخرى
    Sevgili arkadaşımı zekâ bakımından zayıflatacak bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles آيمي، أرجوكِ. أحاول أن أجد طريقة حتى أخصي صديق عزيز على نفسي ثقافياً.
    Bunu yapmak için bir yol bulmaya çalıştım elimizde sadece tek yol kaldı. Open Subtitles ...انا حاولت أن أجد طريقة لفعل هذا ولكن في موقفنا هذا لدينا خيار واحد
    Uğultulu rüzgâr ve ince oksijenli havada volkanın içine giden bir yol bulmaya çalışacaklar. Open Subtitles بأجواء يملأها هزيز الرياح ،وفقر الأكسجين يتمثل تحديهم بالعثور على منفذ إلى البركان بحد ذاته
    Bedeni pes ediyor olsa bile, zihnini sayısal bir depoya aktarmak için bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles لذلك، على الرغم من زوجها جسمها هو الفشل، أنا أحاول أن يجدوا طريقة لنقل عقلها إلى التخزين الرقمي.
    Bütün seneyi seni okula sokabilmek için bir yol bulmaya harcarız. Open Subtitles وسوف نقضي السنة بأكملها فقط لإيجاد طريقة لك لكي تدخل.
    Esas konu şu ki... bir şekilde seninle barışmak için bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles الشيء الرئيسي هو أنا اريد ان اجد طريقة محاولا" لتعويضك الشيء الرئيسي هو أنا اريد ان اجد طريقة محاولا" لتعويضك الشيء الرئيسي هو أنا اريد ان اجد طريقة محاولا" لتعويضك
    Diane, Kalinda yaptığını itiraf etmeye niyetleniyor, ama şey için bir yol bulmaya çalışıyoruz sana zarar vermemek için. Open Subtitles ديان، تعتزم كاليندا ل تأتي نظيفة عن ما فعلته، ولكن كنا نحاول ايجاد وسيلة لا... لا يضر بك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد