Satır satır gidebilir daha kısa bir yol bulmaya çalışırım. | Open Subtitles | يمكنني أن أراجعه سطر سطر و أحاول إيجاد طريقة أقصر |
Satır satır gidebilir daha kısa bir yol bulmaya çalışırım. | Open Subtitles | يمكنني أن أراجعه سطر سطر و أحاول إيجاد طريقة أقصر |
Hayatımın son 20 yılında bunu başarmak için bir yol bulmaya çalıştım. | TED | إيجاد طريقة لتحقيق ذلك هو ما كنت أعمل عليه طوال العشرين عامًا الماضية من حياتي. |
Bunun beni tüketeceğini anladığımda daha ilk zamanlardı, bende insanların beyinlerini bağışlamaları için başka bir yol bulmaya karar verdim. | TED | وبما أنني جديد علي هذا العمل بدأت أنزعج منه، قررت أن أجد طريقة أخرى أن أقنع الناس أن يتبرعوا بأدمغتهم لأجل هذا البحث. |
Hem seninle gelip, hem de keyif almamı sağlayacak bir yol bulmaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أن أجد طريقة يمكني بها أن أحظى بهذه التجربة وأستمتع بها |
Uğultulu rüzgâr ve ince oksijenli havada volkanın içine giden bir yol bulmaya çalışacaklar. | Open Subtitles | بأجواء يملأها هزيز الرياح ،وفقر الأكسجين يتمثل تحديهم بالعثور على منفذ إلى البركان بحد ذاته |
Batı Şeria alanını anlaşmaya sokmak için bir yol bulmaya çalışıyorlardır. | Open Subtitles | أنا واثق من أنهم يحاولون يجدوا طريقة للضغط على أكثر مستوطنات الضفة الغربية إلى الاتفاق. |
Oğlunu vermemen için beraber bir yol bulmaya çalışamaz mıyız? | Open Subtitles | لإعادة بناء حياتهم ألا يُمكننا العمل معاً؟ لإيجاد طريقة لإبقاء إبنكِ ؟ |
Bunu açıklamak için bir yol bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول ان اجد طريقة لاشرح الامر |
Biri bana bu aletin ne olduğunu tam olarak söyleyince açmak için bir yol bulmaya çalışsak mı karar vereceğim. | Open Subtitles | عندما استمع الى احدهم ليخبرني بشكل قاطع ما هو الجهاز سوف أقرر حينها ما اذا كان ينبغي لنا محاولة ايجاد وسيلة لتشغيله |
Kendini iyi hissetmesi için bir yol bulmaya çalışıyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | أحاول فقط إيجاد طريقة لأجعله يشعر بالرضا عن نفسه |
Para kazanmak için başka bir yol bulmaya kara verdim. | Open Subtitles | وكان علي إيجاد طريقة أخرى أجني بها المال |
Ve hatta, aslında senle yaşamak için... bir yol bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك تعقيدات محاولة إيجاد طريقة ما للعيش معك حقاً |
Ne dersin, geçen binlerce yılı ve senin türünle benimki arasındaki nefreti unutsak ve bir orta yol bulmaya çalışsak? | Open Subtitles | ما رأيك أن نضع خلافات ألف سنة بين نوعينا جانبا و نحاول إيجاد طريقة للخروج معا ؟ |
Kaçtığım onca zaman boyunca yaptığım şey geri gelmek, hayal kırıklığına uğrattığım insanlarla yüzleşmek ve hatalarımı telafi etmek için bir yol bulmaya çalışmak oldu. | Open Subtitles | ما فعلتُه كلّما كنت أهرب كنت أعود وأواجه كلّ الذين خيّبت ظنّهم وأحاول إيجاد طريقة للتعويض عن أخطائي |
Sanattan uzak geçen üç yılımı düşündüğümde, hayallerimden uzakta, hayatı akışına bırakmış halim, hayallerime devam etmek için farklı bir yol bulmaya çalışmak yerine sadece bıraktım, vazgeçtim. | TED | عندما أتذكر الثلاث سنوات التي قضيتها بعيداً عن الفن بعيداً عن حلمي و بدلاً من محاولة إيجاد طريقة مختلفة لمواصلة هذا الحلم قمت فقط بالإستسلام. |
Onun tekrar çalışmasını sağlayacak bir yol bulmaya çalışın. | Open Subtitles | حاول إيجاد طريقة لجعل هذا يعمل مرة أخرى |
Sevgili arkadaşımı zekâ bakımından zayıflatacak bir yol bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | آيمي، أرجوكِ. أحاول أن أجد طريقة حتى أخصي صديق عزيز على نفسي ثقافياً. |
Bunu yapmak için bir yol bulmaya çalıştım elimizde sadece tek yol kaldı. | Open Subtitles | ...انا حاولت أن أجد طريقة لفعل هذا ولكن في موقفنا هذا لدينا خيار واحد |
Uğultulu rüzgâr ve ince oksijenli havada volkanın içine giden bir yol bulmaya çalışacaklar. | Open Subtitles | بأجواء يملأها هزيز الرياح ،وفقر الأكسجين يتمثل تحديهم بالعثور على منفذ إلى البركان بحد ذاته |
Bedeni pes ediyor olsa bile, zihnini sayısal bir depoya aktarmak için bir yol bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لذلك، على الرغم من زوجها جسمها هو الفشل، أنا أحاول أن يجدوا طريقة لنقل عقلها إلى التخزين الرقمي. |
Bütün seneyi seni okula sokabilmek için bir yol bulmaya harcarız. | Open Subtitles | وسوف نقضي السنة بأكملها فقط لإيجاد طريقة لك لكي تدخل. |
Esas konu şu ki... bir şekilde seninle barışmak için bir yol bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | الشيء الرئيسي هو أنا اريد ان اجد طريقة محاولا" لتعويضك الشيء الرئيسي هو أنا اريد ان اجد طريقة محاولا" لتعويضك الشيء الرئيسي هو أنا اريد ان اجد طريقة محاولا" لتعويضك |
Diane, Kalinda yaptığını itiraf etmeye niyetleniyor, ama şey için bir yol bulmaya çalışıyoruz sana zarar vermemek için. | Open Subtitles | ديان، تعتزم كاليندا ل تأتي نظيفة عن ما فعلته، ولكن كنا نحاول ايجاد وسيلة لا... لا يضر بك. |