Seni izlemek için bizden dört kişiyi yolladılar. Nightshade'de ayrıldık. | Open Subtitles | لقد أرسلوا أربعة منّا، و إفترقنا عند طريق ظلّ الليل. |
Yayınlayabilecekleri en kötü buyruktur bu. Bizim için Pilgrim'i yolladılar. | Open Subtitles | أسوأ نوع من الأوامر يمكنهم إصداره، لقد أرسلوا المهاجرة تلاحقنا |
Örneği kanıt olarak yolladılar. | Open Subtitles | لقد أرسلوا لنا إشارات التتبع كـ دليل أنهم صادقون |
Böylece beni okula yolladılar, orada bir yerde, sırf meşgul olayım diye. | TED | وقد أرسلوني إلى المدرسة، لمجرد أن أكون منشغلاً في مكان ما. |
Demek sana fotoğrafı yolladılar sen de onları arıyorsun ve sonra herkes onu aramaya mı başlayacak? | Open Subtitles | إذن هم ارسلوا لك الصورة فحسب وبعد ذلك تتصل، من بعد ذلك الكلّ سوف يطاردها؟ |
Madem o kadar tehlikeli biri, senin gibi küçük bir kızı ne diye tek başına yolladılar, güzelim? | Open Subtitles | لوانهخطيرياعزيزتي, لماذا يرسلون فتاة صغيرة مثلكِ وحدها؟ |
Kırılmış kılıcın karşılığı olarak güzel bir yemek yolladılar. | Open Subtitles | وجبة جيدة أرسلوها إلينا مقابل ثمن السيف المكسور |
Geçen sene üzeri kuş desenli bir süveter yolladılar. Ne güzel. | Open Subtitles | السَنَة الماضية أرسلوا لي سترة مَع طير محاكَ عليها. |
Fabrikadakiler bunu yolladılar. | Open Subtitles | الشباب في المصنع أرسلوا لك هذه. أرادوا أن تكون أول من يحصل عليها. |
Daha sonra altı saat boyunca kum atmaları için bazı adamlar yolladılar. | Open Subtitles | ثم أرسلوا بعض الرجال للقيام بصقل حراري لست ساعات. |
Bir şekilde haberleri olacaklarını söylediler. Bana bunu yolladılar. | Open Subtitles | قالوا بأنهم سيعرفون ذلك هاك، أرسلوا لي هذه |
Enkazı bulmak için küçük robot kameralar yolladılar. | Open Subtitles | لقد أرسلوا كاميرات مع رجال آليين لكي يصوّروا الحطام |
Bir Limo yolladılar. | Open Subtitles | لقد كان في الليموزين, لقد أرسلوا ليموزين |
Kaydettikleri kaseti, fidyeye zorlamak için babama yolladılar. | Open Subtitles | أرسلوا الشريط إلى والدي أجبروه لدفع فديتي وعمل أشياء أخرى |
Beni buraya yolladılar çünkü seni tanıyabilecektek kişi bendim. | Open Subtitles | أنهم أرسلوني إلى هُنا لأنني الشخص الوحيد الذي يُمكن أن يتعرف عليك. |
Bilgi Değiştirme Bölümünden geliyorum. Beni buraya yolladılar. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى قسم تعديل المعلومات و أرسلوني إلى هنا |
Kapalı devre beslemelerine uzaktan erişim sağlayabileceğimiz bir bağlantı yolladılar. | Open Subtitles | فقط ارسلوا لنا الرابط للوصول عن بعد لكاميراتهم فى موقعهم المغلق. |
- Ve okuldaki herkese koridora inmesini söyleyen bir mesaj yolladılar. | Open Subtitles | وبعد ذلك يرسلون رسالة لجميع من في المدرسة يخبرهم بأن يُغلقوآ الممرات |
Afrika ballarını heyecan için, ve her neyse ondan bana da yolladılar. | Open Subtitles | لأجل العسل الأفريقي الرائع، ولذلك أرسلوها لي |
İki ajanı hastanelik etti, onlar da onu buraya yolladılar, bu kadar basit. | Open Subtitles | لقد تسبب في إرسال عميلين من عملائهم إلى المستشفى ولهذا أرسلوه إلى هنا |
Beni neden FBI'a yolladılar? | Open Subtitles | لماذا قاموا بإرسالي إلى مكتب التحقيقات الفيدرالية ؟ |
Beni azarlaman için mi yolladılar? | Open Subtitles | هل قاموا بإرسالك لهنا لكي تعاملني بلؤم كذلك ؟ |
- "Bir hata olmalı." dedim ve sonra bana, imzalanmış iptal belgesini yolladılar ve, bu bir şiir. | Open Subtitles | فأرسلوا لي رسالة الالغاء الموقعة وهي ... قصيدة |
Ne? Şimdi de beni scooter'ının arkasına bağlaman için seni mi yolladılar? | Open Subtitles | لماذا أرسلوك إلى الكي تربطني على درّاجتك ؟ |
Seni buraya bir başına yolladılar. | Open Subtitles | لقد أرسلوكِ إلى هنا دون أي شيء.. |
Beni sizi nasıl eğittiğini görmem için yolladılar. Uyguladığı yöntemleri, bu bir iş. | Open Subtitles | أرسلونى لأرى كيف يدربكم والخرائط أحتاجها انها عملى |
Kötü haberleri getirmen için seni yolladılar. | Open Subtitles | لقد ارسلوك لكى توصل الاخبار السيئة |
Hak etmiş olduğumuz iznimizi elimizden alıp bizi Neptün'e yolladılar. | Open Subtitles | ليتم إرسالنا ، إلى فضاء نبتون |
Ama onlar da beni Uptown Girls'e yolladılar. Bu film de süperdi. Ama tahmin et. | Open Subtitles | وأرسلوا لي فيلم " تل البنات ", كان أيضاً مذهلاً |