Bize bir parmak yolluyorlar, ve korkudan altımıza sıçmamızı bekliyorlar... | Open Subtitles | يرسلون لنا إصبع، يجب أن نبول على أنفسنا من الخوف |
Kendi bölgeleri olmadığını söyleyip duruyorlar sonra silahlanıp adamlarını yolluyorlar. | Open Subtitles | يستمرون بالقول أنها ليست منطقتهم، ثم يرسلون رجالهم إليها ؟ |
Ünlü yazarlarla aynı soyada sahip aktörlerin okumalarını yolluyorlar sana. | Open Subtitles | يرسلون لك أعمال لمؤلفين مشهورين يؤديها ممثلين يحملون نفس أسم العائلة. |
Kontörlü bir telefonu aradı. Peşimden bir ekip yolluyorlar. | Open Subtitles | إتصل بهاتف يُستعمل مرّة واحدة، سيرسلون فريقاً خلفي الآن. |
Teknik ekip, ATM videosunu büyütüp iyileştirmeyi başarmış. yolluyorlar. | Open Subtitles | تمكّن القسم التقني من تعزيز فيديو جهاز الصرّاف الآلي، إنّهم يرسلونه الآن |
Evet, kesinlikle bir şeyler oluyor. Herkesi eve yolluyorlar. | Open Subtitles | هنالك شيء بالتأكيد يجري هنا إنهم يرسلون الجميع إلى البيت |
Bunca yıl sonra, kankam Beckett'i işe yolluyorlar. | Open Subtitles | بعد كل هذه السنوات يرسلون صديقي العجوز باكت لإنجاز العمل |
Buldukları bomba parçalarının fotograflarını yolluyorlar. | Open Subtitles | .. إنهم يرسلون صوراً لأجزاء القنبلة كما وجدوها |
Böyle birşey var, otobüs yolluyorlar, herkesi topluyorlar, otele götürüyorlar, oda hazır oluyor, yiyecek veriyorlar, herşey dahil, bir çeşit bedava hafta sonu. | Open Subtitles | هناك رحلة يرسلون بها حافلة مجاناً لتأخذ الجميع و تتجه هناك، تصل للفندق الغرفة مرتبة |
Başka bir dalga daha yolluyorlar! Binbaşı şimdi gitmeliyiz! | Open Subtitles | إنهم يرسلون موجة أخرى أيها الميجور ، نحن نحتاج إليك الآن |
Eğer biri ararsa ve bir çiftçinin tohum sakladığını söylerse gidip kontrol etmesi için birini yolluyorlar. | Open Subtitles | اذا كان هناك بلاغ وشخص يبلغ عن شخص يدخر البذور وهم يرسلون مفتشا للتحقيق في الامر |
Parayı nasıl aktaracağınla alakalı bilgileri PDA'ine yolluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يرسلون التعليمات لمساعدك الرقمي لكيفية تحويل النقود |
Biliyorsun onları seni korkutup ödemeye zorlamak için yolluyorlar. | Open Subtitles | هم يرسلون هذه ليقوموا باخافة الناس و ذلك حتى يدفعوا |
Merak etme. Onlar bana bir şeyler yolluyorlar. | Open Subtitles | أجل ، حسن لا عليك أنهم يرسلون لي المخدرات |
Insanlar bize demolarini yolluyorlar.. | Open Subtitles | الناسُ يرسلون إلينا تسجيلاتهم التجريبية، |
Onlar mahkumu korumak için tam teçhizatlı bir komando ekibi yolluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يرسلون فريق عمليات كامل لحماية السجينة |
Kampı ortadan kaldırmak için 30 dakika içerisinde burada olacak bir İHA yolluyorlar. | Open Subtitles | سيرسلون الطائرات إلى هنا خلال 30 دقيقة لتدمير المعسكر |
Bu işle ilgilenecek birini yolluyorlar. | Open Subtitles | هم سيرسلون بشخص سوف يعتني بالموضوع كله |
Patlayıcıyı Çinliye veriyorlar... onu içeri yolluyorlar, 45 - 50 ton kaya aşağı iniyor... | Open Subtitles | يعطونها للصينيين... يرسلونه تحت، فينهار 40 أو 45 طناً من الحجارة |
Sana yer açmak için bizi bir sonraki seviyeye yolluyorlar. | Open Subtitles | يرسلونا لأسفل فى المستوى التالى ليفسحوا مكانا لك |
Seelie izcilerini Valentine'i araştırmaları için yolluyorlar. | Open Subtitles | هو سوف يرسل الكشافة سيل للبحث عن فلانتين |
Şirketten aradılar. Beni bir haftalığına New York'a yolluyorlar. | Open Subtitles | مكتبي إتصل و سأذهب في مأمورية لنيويورك لمدة إسبوع |
Arayan Çocuk Esirgeme'ydi. Acil durum görevlisi yolluyorlar. | Open Subtitles | حسناً , لقد كان الإتصال من جمعية حماية الطفل سيقومون بإرسال عامل الإستجابة |