| Karanlık madde bulmanın bir yolu daha var, bu da dolaylı yoldan. | TED | هناك طريقة أخرى للبحث عن المادة المظلمة، وهي غير مباشرة. |
| Ancak PTSD hakkında düşünmenin bir başka yolu daha var. | TED | ولكن هناك طريقة أخرى للتفكير في ما بعد الصدمة. |
| Elbette kırmızı koni ile yeşil koniyi eşzamanlı etkinleştirmenin bir yolu daha vardır: Kırmızı ışık ile yeşil ışığın aynı anda var olması. | TED | بالطبع، هناك طريقة أخرى لتنشيط الخلايا المخروطية الحمراء والخضراء في نفس الوقت: إذا كان كل من الضوء الأحمر والأخضر موجودة في نفس الوقت. |
| Onu hayatta tutabilmenin başka bir yolu daha var. | Open Subtitles | أتعلم , هناك طريقة اخرى لأبقاءها على قيد الحياة |
| Ve böylece, kimin dost kimin düşman olduğunu anlamanın bir yolu daha. | TED | وبذلك نأمل أن تكون وسيلة أخرى لتحديد من هو الصديق ومن لا |
| Harlan'dan çıkmak için arabaya ya da helikoptere ihtiyacın olduğunu sanırsın ama bir yolu daha var. | Open Subtitles | ربما نحتاج سيارة أو مروحية للخروج من المقاطعة لكن هناك طريق آخر |
| Zorlayıcı olurken sempatik olmanın bir yolu daha var ve bu da esneklik sinyali vermektir. | TED | وهنا طريقة أخرى لنكون جازمين وفي نفس الوقت محبوبين، وذلك للإشارة إلى المرونة. |
| Daha iyi anlamanı sağlamanın bir yolu daha var. | Open Subtitles | هناك طريقة أخرى تمكنك من أن تفهمني بشكل أوضح |
| Bunu yapmanın başka bir yolu daha olmalı. | Open Subtitles | وهذا ما سيجعل أمامنا طريقة أخرى لنعمل هذا. |
| İsteklerinizi yerine getirmenin başka bir yolu daha olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود طريقة أخرى للاستجابة لمطالبك |
| Buradan başka bir çıkış yolu daha olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريقة أخرى للخروج من هنا |
| Şanslıyız ki, zamanda yolculuğun başka bir yolu daha var. | Open Subtitles | لحسن الحظ هناك طريقة أخرى للسفر عبر الزمن |
| Ama saldırgan olup olmadığını anlamanın bir yolu daha var. Nasıl? | Open Subtitles | ولكن هناك طريقة أخرى لمعرفة ما إذا كان عنيفاً |
| Hatırladığım kadarıyla başka bir yolu daha var. | Open Subtitles | ولكن ربما كانت هناك طريقة أخرى إذا كنت اتذكر |
| - Keşke başka bir yolu daha olsaydı. | Open Subtitles | تمنيت لو أن هناك طريقة أخرى. و أنا أيضاً. |
| Tamam, gerçekten kendimi rahat hissetmemi istiyorsan bir yolu daha olabilir. | Open Subtitles | ان كنت حقا تريدني ان اشعر بالارتياح هُنا ربما هُناك طريقة اخرى |
| Bunun başka bir yolu daha olduğunu. | Open Subtitles | هناك طريقة اخرى يمكن ان ينتهي بها ذلك |
| Başka bir yolu daha olmalı. | Open Subtitles | لابد ان هناك طريقة اخرى |
| Bunu yapmanın bir yolu daha var baba. | Open Subtitles | أعلم أن هناك وسيلة أخرى للقيام بهذا، أبي. |
| Hado'yu açığa çıkarmanın başka bir yolu daha mı var yani? | Open Subtitles | أتقول بأنّ هناك طريق آخر للحصول على الهادو؟ |
| Ama geçmişe seyahat etmenin bir başka yolu daha var, son zamanlara kadar çok mantıksız olduğu düşünülen ama gittikçe gerçeğe yaklaşan bir yol. | Open Subtitles | .و نقلها إلى الماضى لكن ، يوجد هُناك طريقة أُخرى للسفر نحو الماضى طريقة كانت لتُعتبر حتى مؤخّراً ، غير معقولة |
| Hayır. Başka bir yolu daha olmalı. | Open Subtitles | كلا,كلا,لابد أن هناك طريقةً أخرى |
| Stone Hallow'dayız, iki yolu daha kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | نحن في هولو وعلينا تفقد هذان الطريقان والدوران حول المكان |