Bu saldırıları durdurmanın tek yolu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها الطريقة الوحيدة لردع هذه الهجمات |
Oraya senin için gittim çünkü bunun otelini kurtarabilmenin tek yolu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ذهبت هناك لأجلك، لاعتقادي أنها الطريقة الوحيدة لإنقاذ فندقك |
Yani peçete katlamanın 90 yolu olduğunu kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | أعني، من كان يعرف أن هناك 90طريقة لطوي منديل المائدة؟ |
Tek bir el aleti ile bir kişiyi öldürmenin onca yolu olduğunu kim bilebilirdi? | Open Subtitles | من يعلم بأنه كانت هناك العديد من الطرق لقتل الناس بأداة يدويه واحده؟ |
Senin, bugünün farklı şekilde bitmesinin bir yolu olduğunu söylediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت إنك اعتقدت في وجود سبيل بديل لما وقع اليوم. |
Luciano'un yeni akıl hocası ona iş yapmanın daha kolay bir yolu olduğunu öğretiyordu. | Open Subtitles | ولقد كان مُعلم ( لوتشيانو ) الجديد يُعلمه إنه يوجد طريقة أكثر ذكاء للقيام بالإعمال التجارية |
Bunun seni tutmanın en iyi yolu olduğunu düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ظن أنها الوسيلة الوحيدة للابقاء عليك. |
İkimizin de kurtulmasının bir yolu olduğunu gerçekten düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هنالك سبيل لأن ننجوا كلانا ؟ |
Sadece bunun seni uzak tutmanın bir yolu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنها الطريقة الوحيدة لجعلك تبتعد |
Sadece bunun seni uzak tutmanın bir yolu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنها الطريقة الوحيدة لجعلك تبتعد |
Bunun kaybettiğimiz insanlığı geri kazanmanın tek yolu olduğunu düşündük. | Open Subtitles | إعتقدنا أنها الطريقة الوحيدة لإستعادة البشرية التي فقدناها |
Tek yolu olduğunu o da biliyordu. | Open Subtitles | علم أنها الطريقة الوحيدة |
Bunu yapmanın tek bir yolu olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أن هناك طريقة واحدة لفعل هذا، أليس كذلك؟ |
Bunu yapmanın tek bir yolu olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أن هناك طريقة واحدة لفعل هذا، أليس كذلك؟ |
Amir'in de dediği gibi Tunus'ta olanlar hepimize ilham oldu ve bir çıkış yolu olduğunu gösterdi. | TED | الثورة التونسية ألهمتنا وجعلتنا نشعر أن هناك أمل وأنه يمكننا تحقيق حلمنا |
Birini kaybetmenin bir çok yolu olduğunu bilirim. | Open Subtitles | اعتقد انه هناك العديد من الطرق تستطيع من خلالها فقد من تحب |
- Eminim Albert'ın yaşlı olduğunu ve onu da öldürmenin birçok yolu olduğunu düşünüyorsundur. | Open Subtitles | - أنا متأكد أنك تفكر ألبرت هو رجل عجوز ، وهناك الكثير من الطرق كنت قد قتله أيضا. |
Kim bilirdi, Arthur'u başarısızlığa uğratmanın bir çok farklı yolu olduğunu. | Open Subtitles | من يعرف أنّ هناك الكثير من الطرق المختلفة لدعوة (آرثر) بالفاشل؟ |
O başka bir yolu olduğunu düşünüyor gibiydi. | Open Subtitles | -بدا أنه اعتقد في وجود سبيل آخر . -وأيضًا كان منتشيًا . |
Luciano'un yeni akıl hocası ona iş yapmanın daha kolay bir yolu olduğunu öğretiyordu. | Open Subtitles | ولقد كان مُعلم ( لوتشيانو ) الجديد يُعلمه إنه يوجد طريقة أكثر ذكاء للقيام بالإعمال التجارية |
Bunun beni kabul etmenin tek yolu olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | وقلتِ أنها الوسيلة الوحيدة حتى تقبلين بعودتي |
İkimizin de kurtulmasının bir yolu olduğunu gerçekten düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هنالك سبيل لأن ننجوا كلانا ؟ |