Dolayısıyla üçgen, bu katsayıların hepsini görmenin hızlı ve kolay bir yoludur. | TED | لذلك يعطي هذا المثلث طريقة سريعة وسهلة للبحث عن كل هذه الأمثال. |
Hal daha demin uçaktan indi. Uçmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | لقد وصلت طائرة هال منذ ساعات هذه افضل طريقة للسفر |
Polenlerini bir bitkiden ötekine taşıyacak olan böcekleri çekmenin bir yoludur. | Open Subtitles | إنه طريقة لاجتذاب الحشرات التي ستنقل حبوب لقاحها من نبات لآخر. |
Belki gördüklerin, insanlara senin aslında ne olduğunu unutturmaya çalışmanın bir yoludur. | Open Subtitles | ربما ما تراه هي وسيلة لجعل الناس تنسى مَن تكون في الحقيقة. |
Bu Demelza'nın yoludur ve onu sıklıkla bu yüzden azarlarım. | Open Subtitles | كانت تلك طريقة ديميلزا .و التي كثيراً ما إنتقدتها عليها |
Yalan söylediğini kabul etmek gerçeği bulmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | عادة ما يكون الاعتراف بالكذب أفضل طريقة لإيجاد الحقيقة. |
"Hâlâ etik mi?" sorusuna bakmanın bir yoludur. | TED | هو مجرد طريقة واحدة للنظر إلى الأخلاقيات. |
Kendimizi ifade etmenin bir yoludur, ayrıca kendi değerimizi ve kim olduğumuzu bulmamıza da yardımcı olur. | TED | هي طريقة للتعبير عن الذات بالتأكيد، لكنها تساعدنا أيضًا على معرفة قيمتنا واكتشاف هويتنا. |
Büyük asal sayılar bilgisayar çiplerinin hızını ve iyi çalışıp çalışmadıklarını test etmenin en iyi yoludur. | TED | الإعداد الأولية الكبيرة طريقة رائعة لاختبار سرعة ودقة رقائق الكمبيوتر. |
Öncelikle, iğrenç şeylerden söz etmek mükemmel bir eğitim aracıdır ve merakımızı canlı tutmanın muhteşem bir yoludur. | TED | لذلك، أولًا وقبل كل شيء، إن التحدث عن الأشياء المقززة أداة رائعة للتعليم، وهو طريقة ممتازة للحفاظ على الفضول. |
Kaloriler vücudun enerji kapasitesinin kaydını tutmanın bir yoludur. | TED | السعرات الحرارية هي طريقة لمعرفة ميزانية الجسم من الطاقة. |
Genetik algoritmaları kısaca geçeceğim. Bu, zorlu problemleri doğal ayıklama yöntemiyle çözmenin güçlü bir yoludur. | TED | أود أن أتكلم سريعا عن الخوارزميات الجينية إنها طريقة فعالة لحل المعضلات المستعصية باستخدام الانتقاء الطبيعي |
Şimdi, insanın tepeye yükselmek için çok başka bir yolu vardır, ve bu da prestij yoludur, ki bu da serbestçe görüşülmüştür. | TED | البشر لديهم طريقة أخرى للارتقاء إلى القمة، وهي طريق النفوذ، والذي يمنح بدون قيود. |
Bu, ses hakkında düşünmenin en klasik yoludur. Kendinizi dünyaya ifade etmenin yolu. | TED | هي أيضاً أكثر الطرق التقليدية للتفكير بالصوت، إنّها طريقة لترك انعكاس لنفسك في العالم. |
Sosyal çıkar, bir kredinin faizini dolar yerine hizmet yoluyla geri ödemenin bir yoludur. | TED | الفائدة الاجتماعية هي طريقة لتسديد الفوائد على القرض من خلال الخدمات، بدلًا من الدولارات. |
Tamam, belkide birisine kızmak kendi hayatında olup bitenlerden kaçmanın en kolay yoludur. | Open Subtitles | حسنا, لأنه ربما الغضب في وجه أحدهم وسيلة لتجنب مواجهة ما يحدث معك |
Yani bence bu, toplumumuzdaki bazı korkuları cevaplamanın bir yoludur. | TED | و هذا ما أعتقد أنه سيكون وسيلة للرد على بعض المخاوف الموجودة في مجتمعنا. |
Birçoğumuz için, müzik hayatımızı yönlendirmenin bir yoludur. | TED | وللكثيرين منا، تعد الموسيقى وسيلة للإبحار في الحياة. |
Belki bu anlaşmayı kabul edip seni tekrar mahkemeye çıkmaktan kurtarmak kendince üzgün olduğunu söyleme yoludur. | Open Subtitles | ربما أخذ هذه الصفقة ومنعك من الشهود ضده مرة أخرى طريقته لقول أنه آسف |
Birinin hala nefes alıp almadığına bakmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | إنها الطريقة الأفضل لمعرفة إذا كان شخصا ما يتنفس أم لا |
Sosyalizm ülküsel bir topluluğun kurallarına uymak zorunda olan insanların yoludur. | Open Subtitles | الاشتراكية هي الطريق التي يجب على الرجل أخذه للوصول إلى المدينة المثالية. |
Karmaşayı anlamak gelmesi muhtemel gerçek tehditleri anlamanın tek yoludur. | TED | إن فهم التعقيد هو الطريقة الوحيدة لمعرفة التهديدات الحقيقية المشرفة على الحدوث. |