Bu yozlaşma ve yozlaşmaya bağlı cezasız kalma kültürünü yok etmeye kararlıyız. | TED | نحن عازمون على التخلص من ثقافة الفساد ومن ثقافة الإفلات من العقاب التي تترافق مع الفساد. |
Ve bu yüzden, ben de Dünya Bankası'nın işlerini, kendi projelerimizi, kendi programlarımızı yozlaşmaya karşı korumaya çalışmaya başladım fakat bunun dışında da genel olarak, dünyanın bu kısmındaki insanları yozlaşmanın tahribatından korumak için bir sisteme ihtiyacımız olduğunu düşündüm. | TED | و لهذا بدأت ليس فقط أن أحاول حماية أعمال البنك الدولي, و مشاريعنا و برامجنا ضد الفساد, و لكن أيضا عامة فكرت أننا في حاجة لنظام لحماية عامة الناس في هذا الجانب من العالم من الخراب الذي يحدثه الفساد. |
Şeytanla işbirliği yapmak yerine yozlaşmaya karşı mücadele etmiş olsaydın... | Open Subtitles | لو وقفت ضد الفساد بدلاً من أن تعقد صفقة مع الشيطان |
Buranın üzerine inşa edildiği yozlaşmaya bir son vereceğim. | Open Subtitles | انها سوف تضع حد للفساد الذي بُنيَ في هذا المكان القبيح |
Hep birlikte, vergi kaçırmaya, yozlaşmaya zenginleşmek için para aklamaya sebep olan bu gizliliği bitirebiliriz. | TED | يمكننا معاً وضع حد للسرية الذي يسمح حالياً بالتهرب من دفع الضرائب، والفساد وازدهار غسيل الأموال. |
...böylece galaksi genelinde savaşa yozlaşmaya ve acıya son vereceğiz. | Open Subtitles | اذا سوف يجب علينا ان ننهي الحرب الفساد , والمعاناه فى كل مكان بالمجرة |
Beni tanıyanlar bilir yozlaşmaya müsamaha göstermem. | Open Subtitles | لكلّ من يعرفني ، فهم على معرفة بأنّني أمقت الفساد |
yozlaşmaya karşı görev alan bir memur genelde kendisini rüşvete karşı oldukça savunmasız bırakan durumlarda kalıyor. | Open Subtitles | أنت في موقف ضعيف. ضابط ضد الفساد هو الأكثر تأهيلاً لمواجهة |
Emniyet güçleri bu yozlaşmaya karşı yeni bir savunma hattıyla savaşıyor. | Open Subtitles | قوات إنفاذ القانون تحارب هذا الفساد بأسلوب جديد من الدفاع |
Seçmenler beni bu yozlaşmaya son vermem için seçtiler. | Open Subtitles | الناخبون صوتوا لي لاضع نهاية لهذا الفساد |
Yardım kuruluşları içerisindeki yozlaşmaya dair saldırgan bir hikâye. | Open Subtitles | قصة عدائية أكثر حول الفساد في وكالات الأغاثة |
Ve bence yozlaşma ve yozlaşmaya karşı savaş ve yozlaşmanın etkisi, benim, bu "yönetim aksaklığı"yla ne düşündüğümü göstermenin muhtemelen en ilginç yollarından biridir. | TED | و أعتقد ان الفساد و الصراع ضد الفساد و تأثير الفساد , هي في الأغلب واحدة من أكثر الطرق إثارة للإهتمام لأوضح ما أعني بفشل الحكومات. |
Ayrılmasından sadece 2 ay sonra kamptaki yozlaşmaya ait sayısız kanıtın bulunduğu Auschwitz'teki depo esrarengiz bir şekilde yandı. | Open Subtitles | بعد شهرين فقط من مُغادرته "المخزن الرئيسى في "آوشفيتس حيث كانت معظم الأدلة عن الفساد في المعسكر محفوظة إشتعل بشكل غامض |
Hey, polis memurları yozlaşmaya hep mahkumdurlar. | Open Subtitles | ان الفساد صفه شائعه بين ظباط الشرطه |
Emniyet güçleri bu yozlaşmaya karşı yeni bir savunma hattıyla savaşıyor. | Open Subtitles | "منظمة تطبيق القانون كافحت هذا الفساد" "بإستراتيجية دفاع جديدة" |
Emniyet güçleri bu yozlaşmaya karşı yeni bir savunma hattıyla savaşıyor. | Open Subtitles | "منظمة تطبيق القانون كافحت هذا الفساد" "بإستراتيجية دفاع جديدة" |
Emniyet güçleri bu yozlaşmaya karşı yeni bir savunma hattıyla savaşıyor. | Open Subtitles | {\1cHC0C0C0\4cHFFCC00}منظمة تطبيق القانون كافحت هذا" "الفساد بإستراتيجية دفاع جديدة |
Başkan konuşmak için kalktığında, kendimi ayakta ona bağırırken buldum. Ona seçim öncesi şiddet mağdurlarını hatırlamasını ve yozlaşmaya son vermesini söylerken buldum kendimi. | TED | وعندما قام الرئيس ليلقي خطابه ، وجدت نفسي واقفاً وأصرخ بوجهه ، مخبراً إياه بأن يتذكر ضحايا العنف الذين سقطوا بعد الإنتخابات ، وأن يوقف الفساد . |
yozlaşmaya bu kadar hazır birine güvenmemi beklemiyorsun heralde. | Open Subtitles | ! لا يمكنك أن تتوقع مني أن أثق بشخص مستعد للفساد.. |
SS soruşturması, kamptaki yozlaşmaya dair çok açık kanıtlar ortaya çıkartmıştı. | Open Subtitles | تحقيق "إس إس" كشف دليلاً واضحا للفساد في المعسكر |
Ama insanlığın sivil toplum dediği şey kibir ve yozlaşmaya kurban gitti. | Open Subtitles | لكن البشرية وما يسمى بالمجتمعات المدنية.. ْ سقط ضحية للغرور والفساد |