Biz üçümüz, ezikler, daha önce hiç şehir dışına çıkmazken şimdi yurtdışına çıkıyorduk. | Open Subtitles | ثلاثتنا لم يسبق لنا الخروج من مديتنا والآن سنسافر مجاناً للخارج لأول مرة |
Tavsiye ettiğiniz gibi, Jung yurtdışına gidecek ve tecrübe kazanacak. | Open Subtitles | وكما طلبت ، سيد جونغ سيسافر للخارج ليكتسب بعض الخبرة |
Bu, yurtdışına ihraç edilen Çin'in kendi kömür kapasitesinden bir çeyrek daha fazla. | TED | هذا أكثر من ربع قدرة الصين المحلية من الفحم تم تصديرها للخارج. |
Daha fazlası. Ben ortalığı yatıştırana kadar yurtdışına çıkmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذا تقريباً, لذا اريدك خارج البلاد إلى أن أرتب الأمور |
Bu gala, bu gece tabloyu yurtdışına çıkarmak için bir dolap olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الأمر برمته حيلة لمحاولة تهريب تلك اللوحة خارج البلاد الليلة. |
Para kazanmak için yine yurtdışına gitmeyi düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ ربما لا تُـفكِّري بأن تذهبي للخارج مرّة أخرى لتجني مال، أليس كذلك؟ |
Elizabeth'i alıp yurtdışına çıkarsınız. Size çok iyi bakılır. | Open Subtitles | وستسافرين للخارج وستأخذين اليزابيث معك وسوف تكونى فى مأمن من الحاجة. |
Peki herkes incileri ararken, onları nasıl yurtdışına çıkarabilirler? | Open Subtitles | و بإستمرار البحث عنهم ما هي افضل طريقة لتهريبها للخارج ؟ |
Unutma, birçok kişiyi gönderdik yurtdışına elçilik, danışmanlar gazeteciler olarak. | Open Subtitles | .تذكرين أن هناك العديد من الناس أرسلوا للخارج وقتها ..للسفارات , والمهمّات , وللرحلات ..إلى جانب |
Olaylar yatışıncaya kadar yurtdışına çıkacağım. | Open Subtitles | سوف أنتهى من رحلتى للخارج حتى تهدأ الأمور |
yurtdışına gidenlerin kendilerine olan güvenlerini kaybettiklerini duydum. | Open Subtitles | سمعت ان الناس ينسون ثقافتهم عندما يسافرون للخارج |
Oyun biter. Eğer bununla yurtdışına gidersen, seni vatan hainliğiyle suçlarlar. | Open Subtitles | إن ذهبتي للخارج بهذه القصة يمكنهم إتهامك بالخيانة |
Okul ve kolej Delhi'de ; sonra yaklaşık bir sene, ben yurtdışına çıktım. | Open Subtitles | درست المدرسة والكلية في دلهي، ثم سافرت للخارج لمدة سنة تقريبا، |
Çocuklarıyla beraber yurtdışına gitti. Bu sizin için. | Open Subtitles | بما أنه ذاهب للخارج مع إبنته هذا من أجلكِ |
yurtdışına çıkarsaydım bu işi, kuşkum yok kısa zamanda hallolurdu. | Open Subtitles | لو أنني أقدمه للخارج ، لا شك في أنني سأقبل في وقت قصير. |
Ama Bay Lynch'i yurtdışına çıkarmak için gerekli hazırlıkları yapıyor. | Open Subtitles | ولكنه يقوم بالترتيبات لتهريب السيد لينش الى خارج البلاد |
Yarın gece yurtdışına giden bir uçakta olabiliriz. | Open Subtitles | يُمكنُ أَنْ نَكُونَ على الطائرة و خارج البلاد بحلول مساء الغد. |
FB alt-devre kartını yurtdışına kaçırmaya çalışan ajanları bulup yakalamayı başardık. | Open Subtitles | نجحنا في تحديد مكان وقتل العملاءالصينيين.. الذين كانوا يحاولون تهريب اللوحة الكهربية خارج البلاد |
Sanki yurtdışına bir geziye gidiyormuşum gibi heyecanlıyım. | Open Subtitles | كنت متحمّسا كأنّني في رحلة خارج البلاد متحمّس للغاية |
Bize temiz pasaportlar verirsiniz ve güvenle yurtdışına gideriz. | Open Subtitles | ونحصل على جوازات سفر جديدة وخروج آمن من البلاد |
Bence... Ne yazık ki, biz onu yurtdışına satıyoruz. | Open Subtitles | واضن انه لسوء الحظ اضن اننا صدرنا ذلك |
Woo-Rahm'ı yurtdışına göndermek, Joon-Soo'ya bırakmaktan daha kötü olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن ارسال "وو راهم" للتبني خارج الوطن أسوء من" "التخلي عنه ل "جون سو |