Londra'da zamanının çoğunu İspanya Cumhuriyeti için harcıyor. | Open Subtitles | في لندن لقد أمضى معظم وقته في النضال من أجل الجمهوريين الإسبان |
zamanının çoğunu faturaları nasıl ödeyeceğini düşünerek geçiren bir mutlu bir cumhuriyetçiyim ben. | Open Subtitles | أنا جمهوري حقير سعيد والذي يمضي معظم وقته |
zamanının çoğunu, bacaksız piyanosunun yanında, portakal kabukları ve yenmiş elmalarla birlikte, yerde yatarak geçirdi. | Open Subtitles | قضى معظم وقته راقداً على الأرض امام البيانو محاط بقشر البرتقال ونوي التفاح |
Robbie artık bizimle yatıyor, Dana da zamanının çoğunu arkadaşlarında geçiriyor. | Open Subtitles | روبرت ينام معنا الأن و دانا تقضي معظم وقتها مع الأصدقاء |
zamanının çoğunu odasında oyun tasarlayarak geçiriyor. | Open Subtitles | .إنها تقضي معظم وقتها في غرفتها تصمم الألعاب |
- O zaman söylesene son derece sağlıklı biri neden zamanının çoğunu revirde geçirir? - Orada görevli de değil. | Open Subtitles | فسّري لي إذاً، لمَ رجلٌ كامل الصحّة يقضِّ أغلب الوقت في المشفى دون سجلٍ رسميّ؟ |
O zamanının çoğunu batı yakasında geçirir. | Open Subtitles | إنه يمضي معظم وقته في منطقة الساحل الغربي |
zamanının çoğunu, saçma oyunlar oynayarak geçiriyor ama o benim asla olamayacağım bir dâhi. | Open Subtitles | انه يقضى معظم وقته فى لعب الألعاب السخيفة أنه العبقرى الذى لم أكن مثله |
Gerçi zamanının çoğunu kelebek kovalayarak geçirirdi. Ben yapmam öyle bir şey. | Open Subtitles | بالطبع ، كان يقضي معظم وقته يلاحق الفراشات |
-- Ekiple takılıyoruz, ...üniversiteye giden, ama her nedense zamanının çoğunu benimle ve diğer yetişkinlerle geçiren bir oğlum var. | Open Subtitles | الحصول على ابن والذي ذهب إلى الجامعة لكن، لسبب ما يقضي معظم وقته معي ومع راشدين آخرين؟ |
Babam zamanının çoğunu yollarda harcadı. | Open Subtitles | أبّي قضى معظم وقته على الطريق. |
zamanının çoğunu üçüncü temyiz başvurusuna hazırlanarak geçiriyordu. | Open Subtitles | قضى معظم وقته وهو يستعد لطعنته الثالثة |
zamanının çoğunu çiftlikte çalışmak için tahsis ederdi. | Open Subtitles | . لقد كرّس معظم وقته للعمل بالمزرعة |
Brightlings Bankası'nda yatırım bölümü başkanı: zamanının çoğunu... tuvalete kapanıp salak erkek arkadaşı için ağlayarak geçirir. | Open Subtitles | رئيسة قسم الإستثمار فى بنك برايتينج والتى تقضى معظم وقتها معلقة فى حمام السيدات تبكى على صديق خائن |
zamanının çoğunu yabancılarla yatarak ya da uyuşturucu kullanarak geçiren bir hayat kadını. | Open Subtitles | غانية محلية تقضي معظم وقتها إما بالسرير مع الغرباء أو تتعاطى المخدرات |
çünkü zamanının çoğunu küçük bir odada hikayeler dinleyerek geçiriyor. | Open Subtitles | معظم وقتها تقضيع في الغرفة حيث تستمع للقصص |
Dürüst olmak gerekirse zamanının çoğunu başka bir dünyada geçirirdi. | Open Subtitles | أمضت معظم وقتها في عالم آخر لاكون صادقة معك ماذا تقصدين؟ |
- zamanının çoğunu burada geçirirdi. | Open Subtitles | في الواقع، أمضت معظم وقتها هنا. |
Evet ama zamanının çoğunu kendi dövüşçüsüyle geçiriyor. | Open Subtitles | أجل, لكنه مع مقاتله أغلب الوقت |
Evet, ama zamanının çoğunu Bakıcı Deb'e asılarak geçiriyor. | Open Subtitles | نعم ، ولكنه فى أغلب الوقت مع جدتى (ديب) |
Benim kadar uzun bir süre antropolog olarak çalışmışsan zamanının çoğunu sahada geçirmişsin demektir. | Open Subtitles | حسنا .. إذا كنت تعرفين فى علوم الإنسان مثل خبرتى الطويله فى ذلك فسوف تقضين معظم وقتك فى هذا المجال |
Söylesene son derece sağlıklı biri neden zamanının çoğunu revirde geçirir? | Open Subtitles | فسّري لي، لمَ عسى رجلٌ صحيحٌ يقضي أغلب وقته في المشفى؟ |