Aslında başkanla özel olarak da görüştü ama ne yazık ki fotoğraf çektirmek için yeterli Zaman yoktu. | Open Subtitles | في الواقع هو التقى بشكل خاص مع الرئيس لكن للأسف، لم يكن هناك وقت لأخذ صورة |
Sorular için Zaman yoktu Yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت للأسئلة لذا فعلت مايجب علي فعله |
Ama Zaman yoktu, belki prxima savaşı için. | Open Subtitles | ولكن ذلك لم يكن هناك وقت ، ربما كان للحرب القادمة. |
Cole geçen gece beni aradı ve üzerine konuşacak Zaman yoktu. | Open Subtitles | ...لقد اتصل بي كول في الليله الماضية ، ولم .\يكن هنالك وقت لكي نتتحدث عنه |
- Başka yol için Zaman yoktu. | Open Subtitles | لم يكُن هناك وقت لحل آخر. |
Üzgünüm, evrakları doldurmaya Zaman yoktu. | Open Subtitles | اسف لم يكن لدي الوقت لانهاء الاعمال الكتابية. |
Yeterince zaman olmadı, Michael. Yeterince Zaman yoktu. | Open Subtitles | الوقت لم يكن كافيا لك يا مايكل لم يكن كافيا |
Toparlanacak başka ilişkiler varken geçmişi üsteleyerek kaybedecek Zaman yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت للاستغراق في الماضي في ظل الاهتمام بالشؤون الأخرى. |
Çiftlikte çok korkuyordum. Korkudan başka bir şey hissetmeye Zaman yoktu. | Open Subtitles | هناك في المزرعة، كنت خائفة جدًا لم يكن هناك وقت لتشعر بأي شيء آخر |
Fazla Zaman yoktu bu yüzden umarım uygundur. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت طويل، لذا آمل أن يناسبوك. |
- Zaman yoktu. Tek bir şey: Serçe parmağının bir kısmı yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت جزء من إصبعه مبتور |
Zaman yoktu. Hem yalnızdım. | Open Subtitles | . لم يكن هناك وقت . وأنا كنت بمفردى |
Bunun için de şu andan daha iyi bir Zaman yoktu. | Open Subtitles | و لم يكن هناك وقت أنسب من الآن |
Sonra öfkelendim. Eğlenecek Zaman yoktu. | Open Subtitles | وعندها غضبت بشدة لم يكن هناك وقت للمرح |
Zaman yoktu. Ben hallettim. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت توليت أنا الأمر |
Var ama mesaj bırakacak Zaman yoktu. | Open Subtitles | نعم، لديها، لكن لم يكن هناك وقت لهذا |
Çünkü, bir "nedenin" var olması için bir "zaman" yoktu. | Open Subtitles | لانه لم يكن هناك وقت ليوجد فيه السبب |
Zaman yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت لذلك |
Zaman yoktu. Özür dilerim. | Open Subtitles | . لم يكن هنالك وقت . أنا أسف |
- Hayır, Zaman yoktu. | Open Subtitles | -لا لم يكُن هناك وقت |
Bunu test etmek icin Zaman yoktu. | Open Subtitles | أنا لم يكن لدي الوقت لاختباره. |
Yeterince zaman olmadı, Michael. Yeterince Zaman yoktu. | Open Subtitles | الوقت لم يكن كافيا لك يا مايكل لم يكن كافيا |