Bu yüzden sevdiğim her iki şeyi gelecekten geçmişe zaman yolculuğunun mümkün olup olmadığını göstermek için birleştirdim. | Open Subtitles | لذا أدمجت اثنين من الأشياء .. المفضلة لدى لمعرفة ما إذا كان السفر عبر الزمن من المستقبل إلى الماضي ممكن |
Ve bu ürkütücü gerçeklik geleceğe yapılabilecek zaman yolculuğunun ihtimaline bir kapı açar. | Open Subtitles | وهذه االحقيقة المذهلة هى ما يفتح الباب أمام إمكانية السفر عبر الزمن إلى المستقبل |
Farazi olarak diyelim ki, zaman yolculuğunun mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | دعنا فقط نقول إفتراضيا نحن نعيش في عالم حيث يوجد السفر عبر الزمن ، حسناً؟ |
zaman yolculuğunun bir etkisi olabilir. | Open Subtitles | أنا قلقة من أنه أثر سلبي للسفر عبر الزمن |
Bak, zaman yolculuğunun sonuçlarının olduğunu biliyorum. Sonuçta en son titrediğinde... | Open Subtitles | أعلم أن للسفر الزمنيّ عواقب، أقصد أن آخر مرة ساورك تبصّر... |
Hazırlık yapmak, fark edilmeden başarılı zaman yolculuğunun anahtarıdır. | Open Subtitles | الاستعداد هو مفتاح نجاح السفر عبر الزمن الغير واضح. |
John Herschel zaman yolculuğunun yepyeni bir türünü bulanlardan biriydi. | Open Subtitles | كان جون هرشل أحد مؤسسي شكل جديد من السفر عبر الزمن |
Öncelikle zaman yolculuğunun inceliklerini hesaplayacak kadar güçlü bir bilgisayar lazım. | Open Subtitles | حسناً، نحتاج أولاً لكمبيوتر قوي كفاية لحساب معادلات السفر عبر الزمن المعقدة |
Ama zaman yolculuğunun yol açacağı bir paradoks var. | Open Subtitles | ولكن هناك مفارقة واحدة يمكن من خلالها اختراع السفر عبر الزمن. |
O söz, zaman yolculuğunun ve yaşamın paradoksudur. | Open Subtitles | هذه مفارقة السفر عبر الزمن وهي أيضًا مفارقة الحياة |
Ve seni kurtarabilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım, ama zaman yolculuğunun sağı solu belli olmuyor, ve bunu yapabilir miyim bilmiyorum, bu yüzden sana şunu söylemek istedim... | Open Subtitles | وسأفعل كل ما بوسعي لانقاذك، ولكن السفر عبر الزمن لا يمكن التنبؤ به ابداً، ولا أعرف ما إذا كنت سأكون قادرة على، |
zaman yolculuğunun gerçekleşmesini sağlayan Manyetik ışık Kondansatörü... yapma fikri o anda oluştu. | Open Subtitles | هذا عندما جائتك فكرة مكثف التدفق الذى... سيجعل السفر عبر الزمن ممكناً... . |
Ona, zaman yolculuğunun spor arabası der. | Open Subtitles | سيارة سباق السفر عبر الزمن كما يقول |
O zamandan beri elbette ki yayınlanmamış çalışmalarım var, ama... onlar, zaman yolculuğunun olamayacağını kanıtladı. | Open Subtitles | أنجزت أعمالاً أكثرا منذ ذلك الحين، لا شيء منه نشر، بالطبع، لكنها أتبثت... أن السفر عبر الزمن لا يمكن |
Görüyorsun, işte bu zaman yolculuğunun marifeti. | Open Subtitles | أترى ,هذه هي مشكلة السفر عبر الزمن |
zaman yolculuğunun berbat bir yolu, ama evren artık küçük. | Open Subtitles | "بواسطة المتلاعب الزمني الخاص بـ "ريفر طريقة رديئة للسفر عبر الزمن لكن الكون قد تقلص الآن. |
- zaman yolculuğunun yan etkileri. | Open Subtitles | الآثار الجانبية للسفر عبر الزمن. |
Brian, zaman yolculuğunun tek kuralı vardır: | Open Subtitles | برايان) ، هناك قاعدة واحدة) للسفر عبر الزمن ، و هي |
- Sen ise hiç yaşlanmamışsın. - zaman yolculuğunun faydalarından biri. | Open Subtitles | .وأنت لم تشيخي مقدار يوم - .تلك إحدى المزايا القليلة للسفر الزمنيّ - |
Evet, daha önce de söz ettiğim gibi zaman yolculuğunun etkisi her atlayışta insan bedeninde daha çok gösterir kendisini. | Open Subtitles | أجل، كما قلت قبلاً، إن تأثير السفر الزمني على جسد الإنسان يتناسب طردياً مع طول الرحلة |
Seni 1975 yılında tekrar gördüğümde zaman yolculuğunun tek açıklama olduğunu anladım. | Open Subtitles | لمّا رأيتك مجددًا عام 1975 أدركت أن السفر الزمنيّ هو التفسير الوحيد |
- zaman yolculuğunun kuralları biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف قوانين السفر بالزمن ؟ أعطنى نبذة قصيرة |