Çok yazık, çünkü hasetle dolu bir zamanda yaşıyoruz. | TED | الأمر يثير الشفقة، لأنّنا نعيش في أوقات الغيرة. |
Ancak inanıyorum ki, ölçme devrimi için hazır olduğumuz bir zamanda yaşıyoruz. | TED | لكنني أؤمن اننا نعيش في اللحظة عندما نكون مستعدين لثورة قياس. |
Toplumun dokusunun yeniden oluşturulduğu bir zamanda yaşıyoruz. | TED | نعيش في زمن حيث أن كل نسيج من أنسجة المجتمع الإنساني يعاد حبكه. |
Hakikatin savunmada olduğu bir zamanda yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش في عصر حيث الحقيقة في دور الدفاع. |
Tehlikeli bir zamanda yaşıyoruz çocuklar. Dikkatli olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | نحن نعيش في الأوقاتِ الخطرةِ،أولاد وبنات. |
Tasarımda dikkat çekici bir zamanda yaşıyoruz, çünkü bu iki kutbun bir araya geldiği bir zaman. | TED | ونحن نعيش في لحظات مميزة في التصميم. لأن هذا هو الوقت الذي يتقارب فيه كلا المعسكران سويةً. |
Gerçeklerin yok oluşuna şahit olduğumuz, duyguların ve analizlerin yönettiği bir zamanda yaşıyoruz, sıkıcı, değil mi? | TED | نعيش في زمنٍ حيث نشهدُ رفض الحقائق، عندما تحكمُ العواطف والتحليلات، إنها مملة نوعًا ما، أليس كذلك؟ |
Tehlikeli bir zamanda yaşıyoruz ve insanlar dışarıda onları kurtaracak birinin olduğunu bilecekler. | Open Subtitles | نعيش في زمن خطير، ولكي تطمئن الناس إلى وجود شخص ما، |
Olağanüstü bir zamanda yaşıyoruz, Yüzbaşı. | Open Subtitles | نحن نعيش في أوقات إستثنائية إيها الكابتن |
İnanıyorum ki insanlık tarihinde çocukların uyanıp bir kap yiyeceği nerede bulacaklarını bilememelerinin kabul edilemez olduğu bir zamanda yaşıyoruz. | TED | أعتقد أننا نعيش في حقبة من التاريخ ببساطة لم يعد من المقبول فيها أن يستيقظ الأطفال وهم لا يعرفوا كيف لهم أن يملؤا كوبهم بالطعام. |
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki çok çok zeki insanlar sürekli dünyayı sonsuza dek değiştirecek buluşlarlarla ortaya çıkıyorlar. | TED | نحن نعيش في عصر في العديد من انواع البشر الاذكياء حقاً الذين يجوبون العالم و هم يقولون أنهم أخترعوا الاختراعات التي سوف تغير العالم للأبد |
Şu anda bile, anı düzenlemesi yapmanın gerçekliğin bir parçası olduğu bir dünya görüyorum, çünkü bizler, bilim kurgu ağacından sorular toplayıp onları deneysel gerçekliğe yatırabildiğimiz bir zamanda yaşıyoruz. | TED | الآن، إنني حتى أرى عالماً حيث تعديل الذكريات شيء من الواقع، لأننا نعيش في زمن حيث من الممكن نزع أسئلة من شجرة الخيال العلمي و زرعهم في واقع بحثي. |
Ve bu iyi midir? Garip bir zamanda yaşıyoruz, bir çeşit yasaklar çağı, öyle ki, hayatımızın bir çok alanında hayatımızı sürekli kanunlara aykırı yaşıyoruz. | TED | ولكن هل هذا صحيح ؟ نحن نعيش في عالم غريب .. في عصر من المحظورات في عدة مجالات من الحياة ونعيش حياة ضد القانون بشكل مستمر |
Doğru zamanda yaşıyoruz, her zaman pek öyle hissetmesek de." | TED | إننا نعيش في الزمن الصحيح، حتى لو لم نشعر دائما بذلك." |
En zararsız kültürel sembollerin, falafel gibi, dil yüzünden yanlış anlaşılabildiği ve dinin bilerek başkaları tarafından çarpıtıldığı bir zamanda yaşıyoruz. | TED | ونحن نعيش في عالم حيث معظم الرموز الثقافية مثل الفلافل يتم فهمها بصورة سيئة كما ان الاديان معظمها يتم تحريفها وتستخدم بصورة لم تأتي لاجلها |