- insanların umuda ihtiyacı var.. zamanlarının çoğunu sinemada harcarlar.. | Open Subtitles | الناس فقدوا الأمل، وأمضوا تقريباً كل وقتهم في صالات السينما |
Solaklar azınlıkta olduğundan sağlak ve solak oyuncular zamanlarının çoğunu sağlaklara karşı antrenman yapmakla geçirir. | TED | بما أن العسراء أقلية من البداية، كلا المنافسين العسراء واليمينيين سيقضون معظم وقتهم مقابلين ومتدربين ضد يمينيين. |
Öğlen arasında, çoğu öğretmen zamanlarının tamamını pişirilen öğlen yemeğini ve çocuklara servisini kontrol ediyorlar. | TED | في وقت الغداء، كان معظم المعلمين ينفقون كل وقتهم يهتمون بطبخ وجبة منتصف النهار، من إشراف وتقديم للطلاب. |
Gerçekten baktığınızda, gençler nasıl zamanlarının çoğunu yeni teknolojileri kullanarak geçiriyor? | TED | فعندما تدققون النظر في كيف أن الشباب يقضون معظم أوقاتهم باستخدام التكنولوجيات الحديثة؟ |
Hamadryas Babunları zamanlarının çoğunu yerde geçirir. | Open Subtitles | قرد البابون يمضون معظم أوقاتهم على الأرض |
zamanlarının çoğunu geniş güney pasifik döngüsünde geçiriyorlar ve en sonunda bu şekilde çengelle yada kazara yakalanıyorlar. | TED | لكنها تذهب إلى دائرة محيطية أوسع جنوبي الهادي حيث تقضي معظم وقتها وغالباً ما ينتهي بها الأمر بالصيد المتعمد أو الخاطئ. |
Kuzeydeki Tyrannosaurs ve güneydeki Abelisaurids zamanlarının en üstün katilleriydi. | Open Subtitles | الـ(تيرانوصورات) في الشمال و الـ(آبيليصوريدات) في الجنوب كانوا أفضل القتلة في زمانهم |
zamanlarının çoğunu giderek büyüyen yapıları oluşturan çubukları bir araya getirerek harcarlar | TED | ويقضون معظم وقتهم في تجميع العصى في الهياكل المتنامية |
Bu işte, zamanlarının çoğunu harcadıkları yer... | Open Subtitles | هذا هو . المكان الذى كانوا يقضون فية معظم وقتهم |
zamanlarının çoğunu plajda geçiriyorlarmış, ya da teknede. | Open Subtitles | انهم يمضون جُل وقتهم على الشاطئ او على متن قارب |
zamanlarının çoğunu plajda geçiriyorlarmış, ya da teknede. | Open Subtitles | انهم يمضون جُل وقتهم على الشاطئ او على متن قارب |
Onlar da zamanlarının çoğunu. bizi tahrik etmeye çalışıp buradan atmak için harcadılar. | Open Subtitles | وهم يقضون أغلب وقتهم محاولين اعتقالنا بتهم زائفة وإخراجنا من اللعبة |
Bizim adamlarımız değiller. zamanlarının ve paralarının çoğunu locada kadınlarla harcamışlar. Sonra da kulübün baş geyşası kızları başka masaya göndermiş. | Open Subtitles | قضى معظم أموالهم ، و وقتهم مع السيدات في كل لفة. أين يذهبون بعد ذلك ؟ |
Andrew ve Zelda, bir çok yeni çift gibi, zamanlarının çoğunu kol kola geçirdi. | Open Subtitles | (آندرو) و(زيلدا)، كالكثير من الثنائيّات الجديدة، يقضون أغلب أوقاتهم ذراعاً في ذراع. |
Hayır zamanlarının çoğunu Emily'nin evinde geçirirlerdi. | Open Subtitles | لا لقد كانوا يقضون معظم الوقت عند إيميلي |
Bu sınır bölgesinde bu kadar sık görülen kuşların çoğu zamanlarının çoğunu okyanusun içinde ya da üstünde geçirirler. | Open Subtitles | فمعظم الطيور التي تتردد على هذه الحدود تقضي معظم وقتها فوق أو داخل عرض المحيط نفسه |
zamanlarının çoğunu okyanusta dolaşarak geçiren hayvanlar bile temizlenmek için resife dönerler. | Open Subtitles | حتى تلك الحيوانات التي تقضي معظم وقتها متنقلة عبر المحيط .تعود للشعاب المرجانية من اجل التنظيف |
zamanlarının gladyatörleri. | Open Subtitles | مصارعوا زمانهم |
zamanlarının gladyatörleri. | Open Subtitles | مصارعوا زمانهم |