"zannediyorum" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أفترض
• أفترضُ
• أتوقع أن أخلط

Onun yapamadığı bir şeyi ben niye yapabileceğimi zannediyorum ki?
لماذا أفترض نفسي قادراً على شئ وهو لم يستطيع فعله؟

Dünyanın başka yerlerinde başka seçenekler olduğunu zannediyorum.
في أنحاء مختلفة من العالم أفترض بأن هنالك طرق أخرى بالطبع

Bu seviyedeki radyasyonda günler hatta haftalar alır Geniilar burada günlerini ve haftalarını geçiriyorlar zannediyorum.
يأخذ الأسابيع في هذه المستويات، لكنّي أفترض الجيني يقضّون الأسابيع هنا.

Neden herkesin senaryomu okuduğunu zannediyorum!
لا أعرف لمَ أفترض دائماً ان الجميع قرأوا نصي السينمائي

Bu güzel ülkeden göç ettiğinizi zannediyorum.
أفترضُ بأنكما مهاجرين من هذهِ البلدِ الجميلة؟

zannediyorum ki işletme sahibinin yarın sabah dükkanının kapalı olduğunu görmeyi hoş karşılamayacak.
..انا أفترض ان صاحب المكان لن يتعامل بلطف .عندما يأتي غداً ويكتشف ان المكان قد أغلق

Raiderlarımızın ve yıldız üssünün de etkileneceğini zannediyorum.
أفترض أن مركباتنا وسُفننا الأم قابلة للإصابة

zannediyorum bu teknolojiyi tanıyorsun bu bir Kadim Savaş Gemisi.
أفترض أنك تعرفت هذه التقنية إنها سفينة حربية للقدماء

zannediyorum ki bir şakanın komik olması gerektiğini biliyorsun.
أفترض أنك تعرفين بأن المزحة يجب ان تكون مضحكة

Araştırmayı ben yöneteceğim. Hatırladığın her şeyi anlattığını zannediyorum.
أفترض أن كل ما تتذكرينه يوجد في تقرير استعلامك.

bu parti benim için çok önemli ve bunu tüm sevgimle söylesem de, zannediyorum ki partiyi mahvedeceksin.
لذا يمكنني أن أفترض و دعني أقول هذا بحب كبير بأنكَ ستُخربها

Anna Skarbek ve benim aramdaki buzların eridiğini bildiğini zannediyorum.
أفترض أنك تعرف الأشياء يتم تسخين بين آنا Skarbek ولي.

zannediyorum, bir bakıma tabiatta kurtçuk gibi hareket ederse muhtemelen avı da bir kurtçuk olacaktır.
أفترض ، بمعنى من المعاني، إذا كان يتحرك مثل الدودة ، في الطبيعة، ثم فمن المحتمل أن يكون دودة.

Bu gece yine ikinizin geç saatlere kadar çalışacağınızı zannediyorum.
إنّني أفترض أنكما ستعملان معاً لوقت متأخر مرّة أخرى هذه الليلة.

zannediyorum ki annemle konuşmak gibi bir talihsizlikle karşı karşıyayım.
كلاوس: أفترض لدي مصيبة من التحدث إلى والدتي.

Cris'in yatırımdan çekilir diye onlara söylemediğini zannediyorum.
أفترض بإنك لم تقم بإخبارهم في حالة إذا قام كريس بسحب التمويل

zannediyorum siz de bizim kadar korkmuş durumdasınız.
أفترض أنك خائف مثل البقية منا.

Yani, bunun... sadece bir tesadüf olduğunu zannediyorum.
فأنا أفترض أن تلك كانت مجرد مصادفة

zannediyorum ki, bu şaka fikri sana ait!
أفترض أن هذه فكرتك عن المزاح ..

Papa Legba, zannediyorum.
أفترضُ أنّكـ المدعوِ بـ # بـابـا ليقبا #

Önemli olan tek şey, sepetleneceğimi zannediyorum ve gittiğim yere ki, evim oluyor, ulaşmamı sağlamak için güvendiğim yegâne insanlar sizsiniz.
كل هذه الأمور أتوقع أن أخلط بها... أنتم أثنين من الاشخاص الذين أئتمنكم عندما أذهب... إلى المنزل