ويكيبيديا

    "zararsız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مؤذي
        
    • غير مؤذية
        
    • ضار
        
    • غير مؤذٍ
        
    • مؤذى
        
    • غير ضارة
        
    • مسالم
        
    • غير مؤذ
        
    • مؤذيه
        
    • أذى
        
    • بريئة
        
    • ضرر
        
    • حميدة
        
    • حميد
        
    • مسالمة
        
    Bence kimseye zarar vermediğiniz sürece bu zararsız bir önyargıdır. TED على ما يبدو ، على ما أظن ، هو تحيز غير مؤذي وأنك لا تضر أحدا حقا.
    Ama oldukça büyük dişlere sahiptir ve büyük dişleri olan hayvanların zararsız olabileceğine dair insanları ikna etmek de bir o kadar zordur. TED لكن لديه فم كبير وانها نوع من الصعب إقناع الناس إذا حيوان له اسنان كبيرة، انه مخلوق غير مؤذي.
    Hepsi de bomba gibi görünüyor, ama sonunda zararsız çıkıyorlarmış. Open Subtitles كلٌ منها يشبه القنبلة البريدية ولكن يتبيّن أنها غير مؤذية.
    Onları araştıran bir polis olduğunuzu düşünüyorlarsa bir dava üzerinde çalışan zararsız bir avukat olduğunuza onları ikna etmelisiniz. Open Subtitles إن اعتقدوا انك شرطي وعملك يدور حولهم فمن الأفضل ان تقنعهم انك مجرد محامي غير ضار يعمل على استئناف
    Aklıma yakın zamanda reddettiği zararsız bir tedavi gelebilseydi. Open Subtitles لو أمكنني فقط التفكير بعلاج طبيّ غير مؤذٍ رفضته مؤخراً
    Biliyorsun ki, değilim. Ben tamamen zararsız, sıradan bir adamım. Open Subtitles لست كذلك , كما تعرفين أنا شخص عادى غير مؤذى
    Diğer kalıntı yapılardan farklı olarak apandis her zaman zararsız değil. Tehlikeli biçimde iltihaplanabilir. TED على خلاف البنى اللاوظيفية الأخرى، الزائدة الدودية ليست دائمًا غير ضارة— يمكنها أن تصبح ملتهبةً بشكل خطير.
    Sana daha önce de söylemiştim, kendisi dünyanın en zararsız insanıdır. Open Subtitles ولكنى اخبرتك من قبل, انه اكثر رجل مسالم فى هذه الدنيا
    Daha az imtiyazlı insanlara güldük ve bunun zararsız olduğunu sandık. Open Subtitles الضحك على من هم أقل حظا والتفكير على أنه غير مؤذ
    - Silahlı bile değil, zararsız. - O şey bir katil ve ben onu gördüm. Open Subtitles إنه حتى ليس مسلحاً ، إنه غير مؤذي إنه قاتل ، و أنا قد رأيته
    Bu zararsız bir yemek kitabı. Sadece biraz tozlu. Open Subtitles إنه كتاب طبخ غير مؤذي ولكنه مترّب بعض الشيء
    Koğuşlarda düzgün bir biçimde çalışıyor, zararsız görünüyor. Open Subtitles إنه يعمل في المستشفى كممرض ، وهو يبدو غير مؤذي
    Biliyorum, babamın zararsız olduğunu düşünüyorsun, fakat hatalısın. Open Subtitles أعرف بأنّك تتخيل بان ابى غير مؤذي , لكنك على خطأ.
    Canavar, şu senin zararsız dediğin peri hepimizi maskara etti biliyor musun! Open Subtitles أيها الوحش ادعيت أن براعتك غير مؤذية بينما هي تحتال علينا كالثعلب
    Bu adamlar, kendilerini zararsız bir kulüp ve üyeleri olarak tanıtmaktadırlar... Open Subtitles لكن ان كانوا هؤلاء الرجال من عصابة غير مؤذية كما يقولون
    İyi huylu ve zararsız bir kedi resminin nasıl ölüme yol açabilecek bir şey olduğunu ve önlemek için ne yapacağımı düşünmeye çalışırım. TED أحاول أن أفكر كيف يمكن لشيء حميد وغير ضار كصورة قطّة أن يؤدي للموت، وما يمكن فعله لمنع ذلك.
    Aklıma yakın zamanda reddettiği zararsız bir tedavi gelebilseydi. Open Subtitles لو أمكنني فقط التفكير بعلاج طبيّ غير مؤذٍ رفضته مؤخراً أنتَ محقّ
    Biliyorsun ki, değilim. Ben tamamen zararsız, sıradan bir adamım. Open Subtitles لست كذلك , كما تعرفين أنا شخص عادى غير مؤذى
    Hayvanların da ehlileştirilip zararsız hale getirilebileceğini unutmayalım. Open Subtitles دعونا لا ننسى أن حتى الحيوانات ممكن أن تروّض وتصبح غير ضارة
    Tatlı, masum, zararsız, yaprak yiyen, güzel gözlü küçük bir geyik. Open Subtitles غزال جميل بريء مسالم آكل للعشب وذو عيون جميلة
    - Sekiz. zararsız Operasyonu başlasın. zararsız Operasyonu başlasın. Open Subtitles إبدأوا بعملية غير مؤذ إبدأوا بعملية غير مؤذ
    - Uyurken zararsız görünüyor. Open Subtitles ياإلهي إنها نائمه ، تبدو كانها تقريبا ليست مؤذيه
    Yani bence, bu kolay para... Tamamen zararsız yani. Open Subtitles أعتقد أنـّه كسب سهل، تعرف بدون أي أذى أو ضرر
    Belki basit ve zararsız bir içgüdüyle sadece konuşmak istiyorlardır. Open Subtitles ربما يريدون الحديث فحسب. قادمين ببساطةٍ و فضوليةٍ بريئة ؟
    diyor. Yeni bir teknoloji ile karşılaştığında, dur, zararsız olduğu ispat edilene kadar. TED حين تقابل تكنولوجيا جديدة، توقف، حتى يتم إثبات أنه ليس هناك ضرر.
    Doğru; bu sadece zararsız bir şirket casusluğu davası. Open Subtitles أجل، إنها فقط قضية حميدة من التعاون التجسسي
    zararsız bir dadıyı kaçırmak için neden bunca zahmete girsinler ki? Open Subtitles هذه نعن, ولكن,لماذا يتكبّدون كل هذا العناء ليخطفوا مُدرّسة مسالمة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد