Mose da bostan korkuluğu için öyle söylemişti ama zavallıya neler yaptı. | Open Subtitles | هذا ماقاله موس عن سيدته الفزاعه وانظرو ماذا فعل لذلك الشيء المسكين |
İçerideki zavallıya yanlış park etmekten ceza kesebilirsin. - Şu şeyleri bana ver. | Open Subtitles | ربما ستعطون هذا الرجل المسكين تذكرة للدخول هناك وليبقى فترة طويلة |
Ama pek zeki değil. zavallıya "Istırap içindeyim" numarasını çektim. | Open Subtitles | ليست ذكية ,أعطيها نظرة الجرو المسكين, والروح المُعذبة |
Giderek tam bir zavallıya dönüşüyorum. Şimdiye kadar bir şansım vardı. | Open Subtitles | أنا ذاهب للتخلّص من الخاسر, لازلت منتظراً فرصتي |
Bana "harika biri" deme. "Harika biri" diye güzel kızın çirkin kuzeniyle dans etmek zorunda kalan zavallıya denir. | Open Subtitles | لا تقولي عليّ رجل رائع هذا ما يقال للصديق الخاسر الذي يجب أن يرقص مع.. ابنة العم القبيحة للفتاة المثيرة |
Bu kuş beyinli zavallıya aldırma sen. | Open Subtitles | لا تلقي بالاً لهذا الأبله البائس |
Bu zavallıya vuruyordu , canı çıkmış at. | Open Subtitles | هو كَانَ يَضْربُ ذلك الحصانِ المنتهيِ الفقيرِ. |
zavallıya günlük ziyaretlerde mi bulunurdun? | Open Subtitles | تصنع حجج يومية إلى جانب سرير الفتى المسكين ؟ |
Ölüm hücresindeki şu zavallıya yardımcı olmak istiyorsan şu an, burada bir çıkar yolu bulmalısın. | Open Subtitles | ولو تريد أن تساعد هذا الوغد المسكين من سجن الاعـدام عنده من الأفضل لك أن تـجد طريقة لفعلـها هنا والان |
Bir günlüğüne olsa da zavallıya kendisini özel hissettirelim. | Open Subtitles | بالتأكيد فقط ليوم واحد.. دعنا نجعل ذلك اللقيط المسكين يشعر أنه مميز |
zavallıya küçüklüğünden beri göremediği ilgi ve sevgiyi gösterelim. | Open Subtitles | اجل لنعطي ذلك الرجل اللطيف المسكين الحب والاهتمام الذي لم يحظى به عندما كان فتى سمين |
Kaçmadan evvel o zavallıya böyle diyorduk. | Open Subtitles | كان موطن هذا الأبله المسكين قبل أن يصل إلى هنا |
Şu zavallıya bakın. Sadece zararsız bir yolcu. | Open Subtitles | انظروا الى هذا المسكين, انه مجرد مسافر مسالم . |
Ama ne yazık ki bu zavallıya gülmemiş. | Open Subtitles | على الرغم من أنه لم يضرب الرجل المسكين |
Bu zavallıya böyle olmamış. | Open Subtitles | ليس هذا المسكين. الرصاصة فوّتت القلب. |
Bu zavallıya yardım ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنك تساعد هذا الخاسر |
Giderek tam bir zavallıya dönüşüyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب لتصفية أمر الخاسر |
Şu zavallıya bak. | Open Subtitles | إنظرْ إلى الرجلِ الفقيرِ. |