Belki bir durum değerlendirmesi yapıp, şeyi belirlemeliyiz... yol üzerindeki zayıf noktaları. | Open Subtitles | ربما لابد أن نقوم بتحليل الموقف ونحدد نقاط الضعف في خط السير |
zayıf noktaları nasıl gördüğümü, onların bana nasıl göründüklerini. | Open Subtitles | كيف أستطيع رؤية نقاط الضعف ؟ وما الذي تبدو عليه بالنسة لي ؟ |
- Ve orada tek zayıf noktaları ile yüzleşecekler, Yunan Ateşi ile. | Open Subtitles | سيواجهوا نقطة ضعفهم الوحيدة النيران الأغريقية |
Şunu görüyor musun? Şu işaretler zayıf noktaları gösteriyor. | Open Subtitles | هل ترى هذا , هذه العلامات تريك النقاط الضعيفة |
Ama ikisininde zayıf noktaları var. Bunları öğren. | Open Subtitles | ولكن كلا منهم لديه نقطة ضعف عليك أن تجدها |
zayıf noktaları... | Open Subtitles | عيوبه. |
Gizli tünelleri, zayıf noktaları, insanları... | Open Subtitles | أنفاقها المخفية نقاط ضعفها وقومها |
Çiplere donanma filomuzun zayıf noktaları yüklenmiş olabilir. | Open Subtitles | من بين أشياء أخرى، كانت الرقائق تكشف نقاط الضعف في أسطولنا البحري. |
zayıf noktaları bulacak birkaç akıllı kişi olması yeterlidir. | Open Subtitles | ويتطلب اكتشاف نقاط الضعف هذه رجلاً ألمعياً |
Muhakkak onun zayıf noktaları var. | Open Subtitles | لنقل فقط بأن لديه بعض نقاط الضعف |
Sonra kişiselleşip, zayıf noktaları arıyorsun. | Open Subtitles | ثم تحصل على الشخصية، يبحث عن نقاط الضعف... |
Sen çok birden zayıf noktaları var. | Open Subtitles | لديك الكثير من نقاط الضعف العديدة. |
Tüm zayıf noktaları bulmak. | Open Subtitles | و اكتشاف جميع نقاط الضعف |
Eğer bir Trolle karşılaşırsan gözlerine saldır. - zayıf noktaları orası. | Open Subtitles | لو صادفت جبارًا، انحي بالضرب إلى عينيه، فإنهما نقطة ضعفهم. |
Tek zayıf noktaları üstüne oynuyoruz. | Open Subtitles | تذكر أننا سنستغل نقطة ضعفهم الحقيقية |
Şunu görüyor musun? Şu işaretler zayıf noktaları gösteriyor. | Open Subtitles | هل ترى هذا , هذه العلامات تريك النقاط الضعيفة |
1915'ten beri zaman içinde gelişmiş, el bombaları ve alev makinaları ile silahlanmış, zayıf noktaları araştırmak ve düşman hatlarına hızla ve derinlemesine girmek için eğitilmiş, elit ve mobilize askerler vardı. | Open Subtitles | بتطوّرهم منذ 1915 ، كان هؤلاء هم صفوّة الجنود النقّالين مسلّحون بالقنابل وقاذفات اللهب مُدرّببن على البحث عن النقاط الضعيفة والإختراق العميق والسريع داخل خطوط العدو |
Onlarla savaşacağız, Ray. Mutlaka bir zayıf noktaları olmalı. | Open Subtitles | يجب أن نحاربهم يا راي لا بد أن لديهم نقطة ضعف |
Bu markanın zayıf noktaları var. | TED | للعلامة التجارية نقطة ضعف مدمرة. |
Tanrıların bile zayıf noktaları vardır kristalin onda olduğunu ve onunla neler yapabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | حتّى للآلهة نقاط ضعف أعرف أنّ معه الكريستال وأعرف ما هو قادر على فعله به |
Eğer onları dinlersen, izlersen zayıf noktaları kafalarına bağlı neon ışıkları gibi ortadadır. | Open Subtitles | اذا استمعت لهم ، شاهدتهم تصبح نقاط ضعفهم واضحة لك وضوح الشمس |
zayıf noktaları bulundu ve yok edildiler hem de insanoğlunun onca silah ve cihazları işe yaramazken her şeyi bilen Tanrı'nın bu Dünya'ya koyduğu ufacık yaratıklar tarafından. | Open Subtitles | لقد انتهوا و تحطموا بعد أن فشلت جميع أسلحة الانسان بواسطة أصغر الكائنات التي خلقها بحكمته في هذه الارض |