| zayıf olanları ayıklamazsak, kışın açlıktan ölürler. | Open Subtitles | إن لم نقم بقتل الضعفاء منهم فسيتضورون جوعاً بفصل الشتاء |
| İşte. Kötü Gorgozorlar genç ve zayıf olanları sürüden ayırmayı başarmışlardı. | Open Subtitles | و هُنا، "غورغسور" القذر فصل الصغار و الضعفاء من القطيع. |
| İnsanlar zayıf olanları taciz etmek isterler. | Open Subtitles | الناس يحبون الافتراس على الضعفاء |
| Veremli ya da beli zayıf olanları değil. | Open Subtitles | وليس المسلولين أو الضعفاء |
| - Ve zayıf olanları da yanımıza almalıyız. | Open Subtitles | -و نأخذ الضعفاء معنا |
| Biz zayıf olanları istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد الضعفاء . |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 